Domuz denmesine razı olduk
Yemedik devletin malını
Ne de, soyup kaçtık bankaları
Yurdumun temiz havası, suyu, ışıyan güneşi,
Sanki yalnızca bize yetmeyecekmiş gibi,
Emeğe öz güvenle çıktık uzun bir yola
Anı olarak bıraktık yurtta taze gençliğimizi
Buralar öyle bir yer ki
Sağır dilsiz gibi hissettik kendimizi,
Arıya mı benziyorlar desem düzenleri?
Yoksa karıncaya mı?
Aynı ayarını şaşırmayan bir saat,
Bir küçük çark, zemberek her biri,
Biz de uyduk onlara,
Bir yamalık,
Yedek parça gibi.
Yüksek bacalı fabrikalarında demir erittik
Süpürdük sokaklarının köpek pisliklerini
Harç kardık, asfalt döktük,
Kömür ocaklarında siyahlara boyandık,
Aynı binalarda oturup
Beraber gidip geldik işe,
Resmi dairelere, alışverişe.
Konmuştu adımız bir kere,
Hiç değişmedi,
Konuk İşçi “Gastarbeter” Yabancı “Ausländer” dediler.
Sığdırmadılar bizi yaşadığımız koskocaman ülkeye.
Kökümüz o yanda, dalımız bu yanda,
Bükülsek de ortadan ikiye
Kopmadık yurdumuzdan.
Ta! uzaklarda yanık türkülerini dinledik memleketin,
Sıcak yüreğimizde yaşattık uzaktaki yakınlarımızı,
Acıları uykularımızı böldü geceleri
Ayrılık içimizde sönmeyen iri bir ateşti
Her gün haber bekledik geldiğimiz yerlerden
Toprağını koklayıp öpmek geliyordu içimizden,
Bağrımıza basabilmek için çocuklarımızla, eşimizi,
İple çekiyorduk yılda bir kez gelen izini.
Akıp giden zaman,
Bırakmadı bizde ne heves, ne derman,
Koca bir çınar sanırken kendimizi
Geçit vermez iki dağ arasında
Yaprak yaprak sararıp döküldük dalımızdan,
Hani, arttırarak dişimiz, tırnağımızdan,
Aldığımız evler, apartmanlar bizim olmadı,
Oturamadık içinde hiç bir zaman.
Boşuna aramışız ait olduğumuz yerimizi,
Yeşillikler içinde
Kararttık apak yüreğimizi.
Sahipsizliğimiz bir yanda,
Yurt özlemiyle yanıp kül olurken yaban ellerde
Bir de alaya alınmışız,
“Almancı” olmuş oralarda adımız.
Yağmur beklerken dolu vurdu dalımızı,
Kesildi umudumuz beklediğimiz yerlerden,
Büklüm büklüm küçüldük yeniden.
Sağ iken neyse ama,
Ölümüz de sığmadı çalıştığımız ülkeye,
Biz çürüyüp dökülürken toprağa birer birer,
Bir yabancı eksildi diye, ardımızdan sevindiler.
Unutuldu varlığımız, kalkınmadaki payımız,
Yalnız siyah beyaz resimlerimiz kaldı,
Bir de fabrika kayıtlarındaki Türkçe adımız.
Sadece döviz kaynaklığımızdan öte
Bilinmedi emeğimiz kendi ülkemizde bile,
Koynumuzda eskittiğimiz pasaportların yerine
Yurda temelli dönünce tahta tabutlar içinde
İki metrelik bir yer verdiler.
Dilimiz gurbette, bedenimiz toprakta kaldı
Kendi paramızla yapıldı mezarımız mermerden
Üstüne “Almancı” diye yazıldı.
Kayıt Tarihi : 25.2.2007 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Efendim başarılarınızın devamını diliyorum...Tebrik ederim.
yazdığın şiirlerinin hepsini kayıt etmeni bekliyorum
saygı ve sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (3)