Höyükte eser yel
İçim kana bulanır düşündükçe…
İcar dan payına düşen
Elli şinik buğdayı,
Verince çerçiye
Atlar kır atına
Sürer Süleyman emmi şehire
Keyfi mi? hayli yerinde...
Şişmanın hanına duraladı, yağızı
Aklında bir kaç hediye
Çoban armağanı çam sakızı
Gülnazım sever kara zeytini;
'ver hele ikiyüzelli gram'
Bebeler bayılır halka şekere;
'ver bakem, yüzelli gram'
Allısından bir yazma beş metre pazen di
Onun için her harmanın tadı...
Abdest aldı Eğri minarenin şadırvanında,
İkindiyi kıldı...
Höyükte yel eser
İçim kana bulanır düşündükçe...
Bir başka geldi dönüş yolunda
Höyük'ün havası
Düşündü 'bu kadar kara mıydı köyün edası'
Neden solmuş gelincikler?
Kelebekler ölmüş dere kenarında?
Erken batmış güneş, hiç doğmamışçasına...
Dam, dam olmaktan çıkmış
Çocuk çocuk olmaktan, ağlamaktan
Gözleri yerinden fırlamış.
Kara lastik dolmuş çöpten süpürge izli avlu,
Süleyman emmi telaşlı, yüreğine düşen,
Ölüm değil, zulümde, yalnızlığın korkusu...
Höyükte yel eser
İçim kana bulanır düşündükçe…
Cebinde halka şeker,
Elinde kara zeytin
Yün döşekte Gülnaz...
Süpürge izli avluda onlarca kara lastik,
Yedi yıl önce hastalanır Gülnaz'ı
Bilemezler ilkin, görünür Ankara yolu
Bir bohçayla taşınır başkente fakirin umudu
Çocuklar Ayşe halaya kendileri hakka emanet
Varırlar senataroyuma
Kanser der doktor
Tedavisi çok zor
Anlamaz iki garip
Hele hiç anlam veremez Süleyman emmi
Kan'dan hastalıkmı olur...
Öğrenirler ki para lazım
Gülünü soldurmamak için
Soldurmamak için ayakları yarık,
Bağrı dağlanmış Gülnazını
Döner Süleyman emmi höyüğe
Önce bostanı sonra yeşil tarlayı
Yetmeyince de kerpiç damı...
Birde Gülnaz'ın çeyizi Acem halısını
Gözyaşlarını siler nasırlı avuçlarıyla
Bir ahır kalır elinde bir yalak, bir oda...
Koca yıl sürer tedavi
Kınalı saçlar dökülür
Kalem kaşlar yok olurda
Vazgeçmez Süleyman emmi
Gülnaz Gülnazım der tutturur
Birinci içer Süleyman emmi
Hayatındaki tek birinciliği budur
Senataryom meskeni
Birincisi ekmeği
Ankara umudu
Bekler Süleyman emmi
Hemde ne bekleyiş
Dört mevsim geçer sırtı yırtık ceketinden
Seller girer altı delik potininden
Bir simitle bir günü
Bir günün hayaliyle bir ömrü geçirir
Zaman gelir topuz saçlı hemşireler
Teslim eder gül nazını
İyi bak der doktor
Köylüsün sen eksik etme
Sütünü yağını...
Kafası önde Süleyman ağa
Anlatamaz yokluğun adını.
Otobüs biletini alacak lirası
İnlemenin sırası yoktur.
Kösteği gümüş demiryolu saati
Bulur Kayserili kuyumcuyu
Babasının hatırası
Köyüne ulaştırır onları
Evleri olur şimdi
Elde kalan ahır damı
Kerpiçle boyarlar dört bir yanı
Bilmez garipler kerpiç
Kanser eder adamı…
Höyükte yel eser
İçim kana bulanır düşündükçe
Ortakçı olur Süleyman emmi
Bir zamanlar kendinin olan toprağa
Ektiği umudu biçer harman zamanı
Yılmaz bir an bile
İyi etmiştir ya Gül naz’ı
Bir hasat dönüşü
Çöpten Süpürge izli avluda
Kara lastikler dolu
Gülnaz yün döşekte
İnler çocuk ağlamasından ahır damı
Süleyman emmi
Elinde kara zeytin cebinde halka şeker
Korkar yalnızlıktan
Bilir ölüm değil
Bitirir yalnızlık adamı…
Kayıt Tarihi : 1.8.2006 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Fakirlikten ve cehaletten Allah'a sığınırım

tebrikler
TÜM YORUMLAR (4)