Yoktan var ettin, varlığından haberdar ettin, Allahım
Beşerim, şaşarım, yolumu aşarım, af eyle, Allahım
Bizler yok iken, Sen hep vardın, Kâinatı yarattın, Allahım
Ne yaparsak yapalım, hep sana muhtacız, Allahım
Sen birsin, eşi ve benzerin hiç yok, sen teksin, Allahım
Sen Haliksın, biz ise Mahlûkuz, her şeye kadirsin, Allahım
İnsana değer verdin, benim yeryüzünde ki, halifem dedin, Allahım
İnsanlar ise, sana haksızlık yapıyorlar ve şirk koşuyorlar, Allahım
Rızık verensin, bizleri doyuran ve büyütensin, sabredensin, Allahım
Sana dönüp de bakacak yüzümüz yok, sana hep eşler koştuk, Allahım
Buna rağmen, yinede bize acıyan ve bizleri kollayansın, Allahım
Ne yapsak, ne etsek, yinede senin hakkını hiç ödeyemeyiz, Allahım
Gök kubbe direksiz, yıldızlar bağsız, hep bunları elinde tutuyorsun, Allahım
Ağaçlar, güneş ve ay, bütün kâinat sana secde ederken, bizler gafiliz, Allahım
Yağmurlar yağmasa, susuzluktan ve kıtlıktan ölürdük, bize yine acıyansın, Allahım
Bu kulunda, senin yolunda gitmeye çalışıyor, ne olur beni de af eyle, ey Yüce Allahım.
05.01.2010
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
Kayıt Tarihi : 29.11.2008 14:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evet, Yüce Allah (cc) İnsana; Sadece hayatımızın sosyal tercihlerinde, İmtihan gereği, Adına irade dediğimiz sınırlı bir seçme yeteneği vermiştir. Dikkat edildiğinde, Doğal olarak bedensel ve çevresel ilişkilerimizde çok güvendiğimiz irademizin aktif vazife ifa ettiği söylenemez. Misal; Kalbimizin çalışması, Damarlarımızda kanımızı dolaşması, Ciğerlerimizin havayı rafine edecek şekilde tanzimi, Havanın ciğerlerimizde temizlik yapacak özellikte çevremizi kuşatması, Aklımızın kullanılması, Hafıza arşivimizdeki bilgi birikimimizden yaşamsal aktiviteler ve kurallı cümlelerin bizim istediğimiz doğrultuda ağzımızdan çıkması, Konuşmanın ve sesin ağzımızda oluşması, Dilimizin ağzımızda çok rahat dönmesi, Çok önemli vazifeler ifa ve icra etmesi, Beslenmiş olduğumuz gıdaların nimet olarak, yerden, gökten, nebattan hayvanattan süzüp soframıza gönderilmesi, Yediklerimizin mide laboratuarında kimyasallarına ayrıştırılıp, Vücudun tüm hücrelere ve organlarının ihtiyaçları olan elementlerin analiz ve sentezlerinin yapılarak hayat enerjisini temin edecek şekilde üretilmesi, Üretilen bu hayati maddelerin ihtiyaç duyulan oranlarda ihtiyaç mahalline götürüp teslim edilmesi, Atıklarının uygun bir şekilde farklı yollardan dışarıya atılması, (ter, idrar, dışkı balgam ve tükürük gibi.) Bizim bilgi, beceri, irade ve müdahalemiz ile bilinçli bir şekilde yapılmadığına göre! Deveye oranla tüy bile sayılamayacak olan bu saydıklarımız, İç ve dış dünyamızda irademizin ne kadar etkin rol oynadığını anlatmaya göstermeye yeter de artar sanıyorum. Aklı başında bir insanın Ben ettim, Ben yaptım deyip böbürlenmesi ne kadar garip. Hele bir de yarattım diyenler varya! Bunları anlamak hiç mümkün değil. Dikkat edilir ise; Akıl, İmtihan vesilesi, ahiret saadeti ile sosyal hayatın teşekkülünde tercihine sunulan zıtlar arasındaki doğru veya yanlış arasındaki farkı tespit, geçmişe ait bilgi birikimlerinden, geleceğe ait hayatı yönlendiren seçenekler üreten bir merkez. İrade, Nefsinin hoşlanmamasına rağmen doğruyu ve zoru kabul ile hayata tatbik, Hoşlanıp arzu etmesine rağmen zararlıyı terk etmede insanın test olunduğu yeteneklerden başka bir şey değildir. Akıl ve irademizi yaratıldıkları amaç doğrultusunda kullanmak dilek ve temennilerimle. Evet, Yüce Allah İnsana; Sadece hayatımızın sosyal tercihlerinde, imtihan gereği, adına irade dediğimiz sınırlı bir tercih yeteneği vermiştir. Dikkat edildiğinde, Doğal olarak bedensel ve çevresel ilişkilerimizde çok güvendiğimiz irademizin aktif vazife ifa ettiği söylenemez. Misal; Kalbimizin çalışması, Aklımızın kullanılası, Konuşmanın ve sesin ağızda oluşması, Damarlarımızda kanımızı dolaşması, Dilimizi ağzımızda çok rahar dönmesi ve çok önemli vazifeler ifa ve icra etmesi, Hafıza arşivimizdeki bilgi birikimimizden kurallı cümleler bizim istediğimiz doğrultuda çıkması, Ciğerlerimizi havayı rafine edecek şekilde yaratılması, Havanın ciğerlerimizde temizlik yapacak özellikte yaratılması, Yediğimiz yemeği nimet olarak yerden, gökten, Nebattan hayvandan süzüp soframıza gönderilmesi, Yedikten sonra mide laboratuarında kimyasallarına ayrıştırılıp, Vücudun organ ve tüm hücrelerine ihtiyaçları olan maddelerin üretilmesi, Üretilen bu hayati maddelerin ihtiyaç duyulan oranında yerine götürüp teslim edilmesi, Bizim bilgi, beceri ve iradimiz ile bilinçli bir şekilde yapılmadığına göre! İç ve dış dünyamızda irademizin ne kadar etkin olduğunu görmeye yeter de artar sanıyorum. Aklı başında bir insanın Ben ettim, ben yaptım demesi ne kadar garip. Hatta hele bir de yarattım diyenler var ya bunları anlamak hiç mümkün değil. Dikkat edilir ise; İnsanın iradesi imtihan vesilesi ile sosyal hayatın teşekkülünde tercihine sunulan zıtlar arasındaki doğru veya yanlış arasındaki farkı tesbit ve doğruyu kabul imtihanından başka bir şey değildir.
Bu güzel ve değerli paylaşım için ço teşekkürler efendim,yüreğin hiç incinmesin güzel bir şiir okudum güçlü kaleminden, barış,özgürlük ve kardeşlik dolu bir dünya için bir gül bıraktım sayfana , umarım kabul edersiniz efendim..
Saygılarımla
- KUR'AN AYDINLIK SAÇAR -
Kur'an'dan yüz çevirir mü'minin haline bak,
Namazını kılarsan yüzün nurlu olur ak,
Büyüğe saygı göster yetime şefkatle bak;
Günahların bedelin böyle öder ancak halk!
Kur'an ayetlerini okumayan insanlar,
Vazifesini yapmış olur mu müslümanlar ?
Kur'an'ı hatmediyor Resul'e inananlar,
Kur'an okumak güzel okusana müslüman!
Namaz kılmayan kullar derim zarar ediyor,
İslam'ın Şartlarında 'Namazını Kıl' diyor,
Kalp gözleri kapanmış Camii nedir bilmiyor,
Kur'an aydınlık saçar bunu da fark etmiyor...
Teneşire yatacaksın birgün de,
Tabutunan gideceksin ogün de,
Daim kalacaksın karanlık yerde ,
Kurtaracak seni yaptığın amel.
Adem Armağan yazdı gerçekleri özünden,
Ayrılmadı Resulullah Yaradan'ın izinden,
Kısmetse beşmetre giyer kefen bezinden,
Dünya yalan, boş Dünya kimse ümit bağlamasın!...
Adem ARMAĞAN
http://havadankoyu.blogcu.com/
TÜM YORUMLAR (31)