Tuttum ak gibi düşen kanı,
Buluttan sema çekilmiş, kaşıma kırmızı
İçimde buluttan bir bulut,
Çok mu gök bana, az mı yıldızı?
İçim bir sıcak ki çatlar kabuğum,
Gri sarar bir duman söz söylesem,
Ne tür bir gidiştir bu;
Ya uyuyuş, ya bir uyku
Yada sadece kapatsam gözlerimi,
Sözlerlen
Akıyor terim,
Gözlerlen
Bir yerde yatmış
Düşlerlen
Yalvarışım yıkıksa duvar,
Eskiyken
Ardıma bakmadığım kadar gitti bir şey.
Siyah soğuk esti, dokununca kaçar
İçim bir deli, akşam kızıldan gelir
Ellerimi açsamda semaya yakın,
İhanet ve delilik salıncakta zinciri,
Hiç tutmadım, hiç sallamıyacağım.
Benim eskim, benim yenim
Ama aynı kök, aynı gövde
Sade, biraz daha yeşilim.
Allahım tut bırakma beni,
Ne azabını duyayım,
Ne beladan sonraki sevinç kalsın,
Hiç düşmeyeceğim salıncakta,
Beni kimse sallamasın.
Çok çektim kullarından,
Onlardan geçmedikçe, nasıl geleceğim sana
Canım kilitli bir kapı, doygunlukta pencere
Özgürlüksüz bir bardak çayı karıştırırım her gece.
Nasıl geçecek bu nem, neyle açılır bu kapı?
Ve nasıl semaverde ateş, böyle yaptı bu çayı.
Kayıt Tarihi : 10.3.2020 08:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!