Allah Ve Zaman

Nefsi İçin Benimle Oynayan Serhat Slnnnnnn
7

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Allah Ve Zaman

İnsanı anlamak için kelimelere değil, zamana ihtiyaç vardır. Çünkü zaman, insanların maskesini düşüren, niyetleri çıplaklaştıran, duyguları eleyip gerçeği açığa çıkaran en adil ölçüttür. Başlangıçta herkes güzel konuşur. Herkes güler, herkes “ben farklıyım” der. Ama sabır ister bir insanın gerçeğini görebilmek. Çünkü bazı insanlar sadece rol yapar. Özenle inşa ettikleri sahte benlikleriyle yanındaymış gibi davranır, oysa bir düşüş anında sırtından ilk iteni de onlar olur.

Zaman, sahte sevgileri kurutur.
Zaman, çıkar ilişkilerini siler.
Zaman, “asla gitmem” diyenlerin nasıl sessizce yok olduğunu gösterir.

İnsanlar zamanla belli olur.
Kim seni sevdiği için yanında, kim seni kullandığı için orada, zaman bunu sana fısıldar.
İyi gün dostları çoktur; tebessümün varken alkışlayan, güçlü görünüyorsan seninle gururlanan… Ama bir gün ağladığında, düştüğünde, en çok güvenip sarıldığın insanların yok oluşunu izlersin. İşte o an, insanın ne olduğunu anlarsın. Yani gerçek dost, gerçek sevgi, gerçek sadakat; zamanla imtihan olur, anlık sözlerle değil.

Zaman, seni yavaşça uyandırır.
Zaman seni olgunlaştırır, acıyla yoğurur, fark ettirir.
Ve fark ettikçe susarsın.
Konuşmazsın artık her gördüğüne, herkese içini açmazsın.
Çünkü bilirsin ki; bazı insanlar sadece öğrenmek için yaklaşır, bazıları unutmak için.
Çok azı kalır, gerçekten “seni” isteyen.

Bazen de sen değişmezsin aslında; sadece zaman geçtikçe gözün açılır, kalbin doyar, sabrın tükenir.
Sen hâlâ iyisin ama artık kandırılmıyorsun.
Sen hâlâ seviyorsun ama karşılıksız değil.
Sen hâlâ güveniyorsun ama herkese değil.
İşte bu da zamanın sana kattığı en büyük hediyedir:
Ayıklamak.

Kimin gerçekten senin için orada olduğunu, kimlerin yalnızca menfaatinin olduğu yerde kaldığını anlarsın.
Ve bu farkındalık seni üzmez artık.
Çünkü artık bir kişiye bile rastlasan, samimi, temiz yürekli biri, işte o sana yeter.

Ve sonunda şunu söylersin içinden:
“Geç anladım ama doğru anladım.”
İnsanları tanımak zaman alıyor. Ama o zaman geçtiğinde, neyin gerçek neyin yalan olduğunu artık çok net biliyorsun.
Zaman...
En adil yargıçtır aslında.
İlk günlerde herkes sevecendir, herkes anlayışlı, herkes yakın.
Ama zaman geçtikçe, maskeler düşer, kelimelerin içi boşalır, ilgiler azalır, yüzler yabancılaşır.
Ve işte o zaman anlarsın; kim gerçek, kim rol yapıyor.

İnsanların gerçek yüzünü görmek için bazen yalnızca sabretmek gerekir.
Çünkü zaman, sabırsız olanların sabrını, vefasız olanların niyetini ve sevgisiz olanların kalbini ortaya çıkarır.
İlk başta sana hayran gibi görünen gözler, zamanla başka yönlere çevrilir.
'Seninleyim' diyen sözler, gün gelir sessizliğe gömülür.

Birlikte gülüp eğlenmek kolaydır; önemli olan, acıya ortak olanı, sessizliğinde yanında kalanı bulmaktır.
Herkes iyi gün dostudur; gerçek dost, sen darmadağınken elini tutandır.
Ama ne yazık ki çoğu insan bunu beceremez.
Sadece işine yaradığın sürece oradadır.
Senin gücünü, sevgini, sabrını, desteğini kullanabildiği kadar yanındadır.

Ve asıl gerçek şudur:
İnsanlar aslında senin varlığını değil, sağladığın faydayı sever.
Birlikteyken gösterdikleri sevgi, ilgi, şefkat… bunların çoğu, bir çıkarın yansımasıdır.
Ne zaman ki uzaklaşırsın…
İşte o zaman fark edersin:
Aslında hiç yokmuşsun onlar için.
Kıymetin, yan yanayken vardı.
Ama senin kıymetin değil, sunduğun şeylerdi değerli olan.

O yüzden zamanla anlarsın:
Bazı insanlar seni sen olduğun için değil, onlara ne verebildiğin için sevmiş.
Ve çıkarları bittiğinde, sevgileri de biter.

Aslında insanlar, yan yanayken kıymet verirler…
Sana değil; varlığının işlerine yaradığı hâle.
Sevgileri de o ölçüdedir.
Ne zaman ki uzaklaşırsın, soğurlar.
Sanki hiç olmamışsın gibi davranırlar.
Demek ki herkes seni kullanabildiği kadar var.
Ve sen onların işine yaramadığın an, adeta hiç yaşamamışsın gibi silinirsin hayatlarından.

Zaman… İnsanların maskelerini düşüren en adil aynadır belki de. Başlarda herkesin bir yüzü vardır; güler, sever, kıymet verir, yanında olur. Ama zamanla o gülüşlerin ardındaki niyet, o sevgilerin gerçekliği ve o yakınlığın samimiyeti ortaya çıkar. Çünkü zaman, sabırla dokur insanın içini dışına. Ve bir gün gelir, yanındakiler yavaş yavaş uzaklaşır, eskisi kadar sormaz, aramaz, ilgilenmez. O zaman anlarsın ki; aslında yanyanayken sana duyulan sevgi değilmiş, sadece ihtiyaç kadar varmışsın.

Yanındayken kıymet verir gibi yapanlar, uzaklaşınca seni yok sayarlar. İşte o zaman anlarsın: Senin değerin, onların işine yaradığın kadarmış. Sana duyulan sevgiler değil, çıkarlar hüküm sürmüş. Ve sen gözlerinin içiyle değer verdiğin insanlarda sadece geçici bir durak olmuşsun. Oysa sen, bir ömürlük yol arkadaşıydın belki de…

Ama unutmamak gerekir ki, asıl olan Allah'ın zamanlamasıdır. İnsanlar haklıyı haksız, haksızı haklı gösterebilir. Zalim, bir süre güçlü görünebilir. Ama Allah sabredenin yanındadır. Kim haksızsa, Allah’ın adaleti bir gün mutlaka tecelli eder. O vakit geldiğinde, herkes ettiğini bulur. Sessizliğin en gür çığlık olduğunu, sabrın en büyük karşılık olduğunu görürsün.

Ve işte o zaman, "iyi ki susmuşum", "iyi ki çekilmişim", "iyi ki sadece Allah’a bırakmışım" dersin. Çünkü insana değil, Allah’a sığınmak yaraşır sana. İnsan kullanır, unutur, terk eder… Ama Allah; görür, duyar, bilir ve asla unutmaz.

Nefsi İçin Benimle Oynayan Serhat Slnnnnnn
Kayıt Tarihi : 8.7.2025 22:29:00