Her kasım , yasım, ağıtım.
Bu şiirimle sevgimi dağıttım.
Şükür edip, yattım kalktım .
Atatürk vefasıyla, yaşadım.
On beş yılda kırk altı fabrika.
Borçlar ödenmiş, harika.
Millette birleşmiş iki yaka.
Bu gerçek , sanmayın şaka.
Türk milletinin içinde var iken yangın.
Kader ile küs, bu millet dargın.
Her vatandaş şaşkın, dalgın.
Allah'ın vaadi , Mustafa Kemal yakın.
Düşman çok, umut yok ama o var.
Çanakkale şehitleri ile kurdu duvar.
Türk geldi beklediğin yâr.
Çaresi yok artık düşman kaçar.
Bu vatan bağrında on kasım, ateş.
Yok bu yüce insana denk, eş.
On kasım her can içinde acısı kardeş.
Her on kasım batar üstümüzde güneş.
Atam emanetin içimizde miras.
Her on kasım bize yas.
Türk öğünerek , Cumhuriyet mührünü bas.
Atatürk ruhuna bayrağını tez as.
Kayıt Tarihi : 9.11.2025 01:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



tuzlu kocaman gözlerimle ve,
atlı karınca döndükçe,
hareleri oyuncak çemberiydi ne malum,
ve belki mutlu çocuk yüzleri biriktiriyordum,
yüzümü yasladığım parlak bir yıldızın yanağında;
zaman, pastasını bir kez daha keserken…,
derken gök;
matem giysisini geçirip üstüne,
tülden siyah örtüsüyle,
sildi tuzlarını çocuğun gözlerinden,
ve üfledi mumu…,
bir dilek panayıra düştü,
belki de yine bir düştü…,
kaybolmuş bir çocuktum belki
kendi karanlık ormanımda
ve yağmur kokusu avuç içlerimde,
alnı buz gibi bir çocuk…,
ve bir kerametli ve ismiyle müsemma kalbi gördü,
o panayırda kaybolmuş çocuk ve,
gömüldü; yürek boşluğuna
uysal kalbinin kuş tüyleri…,
korku tünelindeki gürültü,
içinden hızla geçerken,
aralık kapılar bırakıyordu,
ve hep o; aralık kapılardan süzüldü
o/nun ol tecellisi,
her seferinde açık kalan o kapılardan…,
TÜM YORUMLAR (1)