Allahım bu vuslatı hicran etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme
Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Allahım bu vuslatı hicran etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 47 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir.
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
Öyle kulluğumuz var ki Allah'a yaratılma aşkında kendine bir şey istemez çevresine güzel eylemek diler. İşte Mevlana.
Ben evreni- zamanı ve koca Mevlâna'yı şöyle
anlamışım..Bilmem sizler ne dersiniz?
*
Zaman,sanal bir yeldir
.........................evrenin bahçesinde
Eser, bütün hışmıyla
............................galaksi denizinde
Oturmuş ta, var gibi
............................değişimin üstüne
Varlığı, yontar durur
...................bing bang çiçeklerinde !
...
''Ol! ' emrinden bu yana
..........................yıldızlar yanıp-söner.
"Ol! '' emrinden bu yana
.........................her biri döner...döner.
Yaratılan ne varsa
..................."Ol! '' emrinden bu yana
Dönüp dolaşıp her şey
............................yeniden asla döner
Râb'bin yasası budur; değişmez;
.........................................'küllü kader!
Beden, toprak olsa da
........................tüm ruhlar cennet ister
İşlediğin günahlar,
..............................aldığın ah'lar varsa
Gönlünde yatan aslan
.......................görüntünden başkaysa
Kusurları örtmede ,
..............................bir gece, olmadınsa
Hiddetin dizginini
...........................gönlünde tutmadınsa
Tevazuda, toprakla
..............................aynı boy olmadınsa
Cömertlikte, mazlumun
............................gönlüne dolmadınsa
Hoşgörülü olmada
.............................denize konmadınsa
Şefkat ve merhamette
............................güneşe doğmadınsa !
Ama, ışığı görüp
...............................gerçeği kavradınsa
Tertemiz dönmek için
..............................tevbe et; ihlas yeter
İşte cüzzî irade,
...............................burda devreye girer
Amaç temiz olmaktır,
................................Yaradan bunu ister
"Olduğun gibi görün,
..............................göründüğün gibi ol! "
İnsanı insan diye
.............................sevdiysen bu iş biter!
*
Sekiz yüz yıldır Rûmi,
...................................işte bunları söyler
Gece-gündüz Mevlana
...............................bunun için hep döner
Sekiz yüz yıldır Hazret,
......................................açmış ta kollarını
Umutsuzluk yok bizde
Pişman olduysan yeter!
"Yüz kez tevbeni bozsan
bizle gel! ...bizle gel! ...".............der..
.....*......
02..05.2006.
.............*..................
Ali Koç Elegeçmez
Mevlana bir din adamı değil yada bir din bilgini değil bir düşünürdür biz toplum olarak nasıl görmek istiyorsak öyle hayatını yazmışınız yanlış bunlar, yanlış mevlanın huzurunda saygı ile eğiliyorum
HAKKIN RAHMETİ HAK DOSLARINA OLSUN
Hoşgörü abidesi Mevlana Hz.leri.
Mevlana Celaledin Rumi: Senin duyguların anlatılmaz anlanamaz anca yaşanır.Allah sevdiği kullarına rahmet eylesn...
Mevlana'nın eserlerini yorumlayacak makama eremedik henüz :)
Âmin.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta