Allah Dostları Şiiri - Fikret Gürsoy

Fikret Gürsoy
BİR TEBESSÜMÜ BİRBİRİMİZE ÇOK GÖRMEYELİM
402

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Allah Dostları

Allah dostlarına denir, evliya
Kötü insanları, koyma avluya
Bütün kâinat, Allah’ın kulu ya
Kızarım şakalardan, hep suluya

Enbiyalara, nebilere, şehitlere
Onlara dokunmaz toprak, boş yere
Sevdiği bedenleri, çürütemez dere
Türbeden çıkar, başına giyer bere

Namaz yolda koymaz, hep kıl namaz
Evliyalar kabirde, bulunur niyaz
Türbede havlu ıslak, düşün biraz
İşte bunlar, anlayanlara birer vaaz

Savaş da kabirden çıkar, Allah dostları
Düşmanla cenk eder, yere serer postları
Kul içinde makbuldür, namaz kılanları
Türbedekiler duacıdır, kendini ananları

02.05.2011
Fikret GÜRSOY
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI

Fikret Gürsoy
Kayıt Tarihi : 3.5.2011 12:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ölüler Neden Namaz Kılar? Ben küçükken, İstanbul´un Eyüp semtinde, sofular yokuşunda, iki katlı bahçe içinde çok şirin bir evde yaşardık. O yıllardan hatırladığım, aklımda yer edip kalan iki güzellik var. Biri annemin dünya güzeli bir kadın olduğu, bir diğeri de; bizim evin alt katında, bodrum da yaşadığına inandığımız ' yatır '... Evliya. Rahmetli annem´in, günde beş vakit işi, bodruma temiz havlu ile bir ibrik su indirmekti. Ben, o zamanlar bunu annemin bir görevi olduğunu sanırdım. Büyüdükçe, bodrumun boş olduğunu, orada kimsenin yaşamadığını anladım. Ama yine de kafama takılan sorular vardı. Zira her ezan vakti annemle birlikte bodruma bıraktığımız bir ibrik su ile yerler ıslanmış, havlu da hafif nemli olurdu... Demekki, gerçekten de benim göremediğim biri vardı... Hem de ölüydü ve namaz kılıyordu. Ölüler neden namaz kılar? Boş ibriği ve havluyu götürür, bir daha ezan vaktine dolu ibrik ve temiz havlu getirirdik. Senelerce, günde beş kere rahmetli anneciğim ile birlikte bodruma inip çıktım. Ben sekiz yaşına geldiğimde kardeşim Burhan yeni doğmuştu. O güne kadar annem, bodrum da yaşayan ya da yaşadığını sandığımız evliya ya karşı olan görevini hiç aksatmadan yerine getirmişti. Hatta bir yere gideceği zaman, evin anahtarını komşuya teslim eder,' aman havlu ve suyu ezandan önce götür! ' diye tembih ederdi. Bir gün rahmetli anneciğim (nur içinde yatsın otuz beş yaşında vefat etti) küçük kardeşim ile ilgilenirken, ezan vaktinin yaklaştığını fark etmemişti. İkindi ezanı okunuyordu... Telaşa kapıldı, 'Eyvah yavrum, geç kaldık... Hadi gel, evliya´nın suyunu götürelim...' Annem bir ibrik suyu ve havluyu eline aldığında, ben korkudan onun eteklerine sımsıkı yapışmıştım... Zira mübarek evliya sinirlenmiş olmalıydı... Bodrum da duvara asılı duran çamaşır leğenine öyle vuruyordu ki... Bodrum inliyor, evin içi inliyordu. Annem korkusundan aklına gelen bütün sureleri okuyor, bende içimden euzu besmele çekiyordum. Anneciğim ile birlikte bodrumun merdivenlerinden titreye titreye aşağı indik. O an, çamaşır leğeninden çıkan gürültü de kesiliverdi. İkindi namazı için getirdiğimiz su ve havluyu bırakıp, öğlen namazı için bıraktığımız boşalmış ibrik ve nemli havluyu alıp tekrar yukarı çıktık. Evliya namaza tam vaktinde yetişti mi bilmiyorum... Abdest suyunu geciktirmiştik, o da bizi gürültülü bir şekilde ikaz etmişti... O korku bize yetti, bir daha da anneciğim vefat edene kadar, ezan okunmadan önce, abdest suyunu ve havlusunu erkenden bodruma indirdik. Ben büyüyüp aklım erdikçe hep şunu düşündüm... Hala düşünürüm ve içinden çıkamam... O ölmüş bir insan, diyelim ki evliya... Kimbilir hangi zamanda yaşamış ne zaman ölmüş... Bizim ev yokken, o arazide acaba mezar mı vardı bilinmez. Allah c.c. rahmet eylesin. Mutlaka hayattayken görevini hakkiyle yerine getiren bir kul du... Ama ölen insanın kulluk görevi de bitmiştir, öyle olduğu halde vefatından sonra da neden namaz kılar ki? Bizler hamdolsun hayattayız, yaşıyoruz ama çoğumuz kulluk borcumuz olan namazı kılmayız, kılmıyoruz, kılamıyoruz... Ama kimileri öldükten sonra dahi namazı hiç bırakmıyorlar; neden? Yoksa namaz aslında önemli olduğu kadar, çok güzel ve tatlı bir ibadet mi? Bizler namaz´ın tadına lezzetine varamadığımız için mi kılmıyoruz, kılamıyoruz. Oysa bunun tadını lezzetini alanlar ise, ölseler dahi yine de vazgeçemiyorlar... Rabbim, cümlemize ibadetten zevk almayı, namazın önemini anlayıp ' idrak ' etmeyi nasip eylesin. AMİN!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümmü Eymen
    Ümmü Eymen

    İman ve ibadet konulu şiir paylaşımınızı yürekten kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çobanoğlu
    Mehmet Çobanoğlu

    Merhaba efendim mükemmel bir çalışma kutluyorum kaleminizi ve anlamlı olan bu şiirinizi, şiirlerin daim olsun efendim...
    Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Muhiddin Ateş
    Muhiddin Ateş

    Paylaşım için teşekkürler

    Cevap Yaz
  • Sami Arlan
    Sami Arlan

    anlamlı manalı guzel bır sıırdı kutlarım saırım sevgımle samı

    akçay sıze el sallıyor

    Cevap Yaz
  • Selma Doğan
    Selma Doğan

    Enbiyalara, nebilere, şehitlere
    Onlara dokunmaz toprak, boş yere
    Sevdiği bedenleri, çürütemez dere
    Türbeden çıkar, başına giyer bere

    Namaz yolda koymaz, hep kıl namaz
    Evliyalar kabirde, bulunur niyaz
    Türbede havlu ıslak, düşün biraz
    İşte bunlar, anlayanlara birer vaaz...Siz onları ölü bilirsiniz oysa onlar ölümsüzdürler.Ne yazıkki sizler göremessiniz.Ne zaman şehitleri ziyarete gitsem muhakkak bu yazıyla karşılaşırım.Düşünende bunda çok ibret var.Babannemin bahçesindede böyle bir yatır vardı.Suyunu çoğu zaman ben götürürdüm.Zaman zaman rüyamada girerdi.Ben onların bize yardım ettiğine inanıyorum.Allah bizleri Allah dostlarının yanından ayırmasın.Yüreğine selam olsun şaiir iyiki sizler varsınız...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (12)

Fikret Gürsoy