Allah Allah Diye, Geri Veriyoruz..

Hüseyin Çubuk
374

ŞİİR


45

TAKİPÇİ

Allah Allah Diye, Geri Veriyoruz..

Atalarımızın, Allah Allah diye, geri aldıklarını,
Bugün biz, Allah Allah, diye diye geri veriyoruz! .
Bir elimiz ile tutmaya çalıştığımız, iki karpuzdan,
Gerçek olanı düşürüp, hayali olan ile, avunuyoruz..
İşte, ülkemin hali bu, canım kardeşim..
Uygar ülkeler, uzay çağını yakalamışken,
Biz, Atatürk ile kurtulduğumuz orta çağ batağına, bugün Allah diye diye tekrar batıyoruz..

03/12/2011

Hüseyin Çubuk

_____________________________

Hikayesi;
_______

BİZLERİ TUZAĞA DÜŞÜREN ARZULARIMIZ.. (Alıntı)

Asya da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır.
Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı
büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.

Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar
geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü
tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği
bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey,
arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest
bırakmak ve dolayısıyla hür olmaktır!

*Joseph Goldstein
____________________________________
____________________________________

BEŞ MAYMUN HİKAYESİ.. (Alıntı)

Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur
ve tepesine de iple bir kangal muz asılır.

Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak
istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır.

Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır.
Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar.

Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer
maymunlar engellemeye başlar. Su kapatılıp
maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur.

ilk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur.
Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.

Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir.
Ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer.

Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de biraz önce diğerleri
tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur.

Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında
diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni
gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda
hiç bir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.

Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşincisi de
yenileriyle değiştirilir. Ama tepelerinde o bir kangal muz hala
asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır.

Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir...

işte bu nokta, organizasyonel (ya da toplumsal) negatif öğrenmenin
şartlanmanın başladığı yerdir.

Artık Türkiye de olduğu gibi kötü yönetilmeyi ve maymun davranışını kanıksarsınız, hatta hayatınızdan memnun olmaya başlar, kurulu düzenin savunucusu olup karşı çıkana da en çok ve en iştahla siz engel olursunuz

İşte ideolojilerin tabulara dönüşümünün hoş bir anlatımı...

______________________________________
______________________________________

Batılılar geldiklerinde ellerinde din kitabı,
bizim elimizde topraklarımız vardı.

Bize gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.

Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde din kitabı,
onların elinde topraklarımız vardı..

Jomo Kenyatta
(KENYA Kurucu Devlet Başkanı)

_______________________________________

Hüseyin Çubuk
Kayıt Tarihi : 3.12.2011 21:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    çok teşekkür ederim hocam bu güzel çalışmanıza sağolunuz varolunuz..saygılarımla bir tam puanda benden..

    Cevap Yaz
  • Remzi Ece
    Remzi Ece

    İnanmakla inandığını sanmak aynı değildir. Bu cümleniz ısbatlı ve isabetli. Fakat yazınızın genelinde araştırma soruşturma ve sorgulama eksikliği hemen göze çarpıyor. Tanrı kavramı sizin de yazınızda anlattığınız gibi, gücü bazı şeylere yetmeyen bir olgudur. Reddedilmelidir ve biz de şiddetle reddediyoruz. Ancak, tanrıyı daha doğrusu tanrıları reddederken aklımızın yetmediği yada beş duyuya hitap etmeyen her şeyi reddetmek te akıllı bir insanın yapacağı şey değildir. Din ile kültür farklı şeylerdir burada insanların ekseriyetinin,kültürle taşınan her şeyi din zannettikleri noktasında sizinle aynı paraleldeyiz. Ama din olarak bizim kabul ettiğimiz düstur ki İSLAMİYET' tir, ''biz babamızdan yada atalarımızdan böyle gördük'' felsefesini şiddetle reddetmektedir. Kalabalıkların hal ve haraketlerinden bağımsız olarak kendi vicdanınızla Kur'an-ı Kerim'i tekrar okumanızı öneririz.

    Cevap Yaz
  • İsmail Tekin
    İsmail Tekin

    Aydınlar ne işe yararlar? Bir işe yaramalılar diyerek başlayacağım söze. Kurtulduğumuz orta çağ batağına dönmemek için direneceğiz. Bütün tespitlerinize aynen katılıyorum ve sizi kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik

    GALİBA BİRİNİN ALLAHI DİĞERİNE BENZEMİYOR...
    BİRİNİN Kİ RABBÜL ALEMİN
    DİĞERİNİNKİ ZEUS.. TAM BİR DEYYUS....
    YÜREĞİNE SAĞLIK DOST..

    Cevap Yaz
  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    * Çok doğru bir değerlendirmeydi...Kutluyorum...

    * 10 Antoloji Yıldızı *

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (24)

Hüseyin Çubuk