Alkışlanan söylemler, alkışlayıcıların duygularını okşuyor olmalıdır. Buna mukabil hüzünlü ifadeler, beklentilerin ötesinden esip gelen acı bir yel gibidir. Çölde gezintiye çıkanın kum yutmaması ne kadar mümkün olursa ki, yaşamak var olmak dahası sevinci ve kederi yeri geldiğinde tatmak o kadar kaçınılmaz bir gerçektir.
Bizim gerçeklerimiz, bizim sarf ettiğimiz emek ve gayretlerinneticesinde bir şekle bürünüp karşımıza çıkıverir. Biz isterizki bütün gelişmeler lehimize olsun, bize esinti getirsin ve esen olumlu rüzgarlar, yelkenlerimizi şişirip doldursun. Ne yazkki çok azımız hadiseler fenamıza dokunduğunda mutedil karşılar, efendi ve nazik duruş sergiler, payımıza düşeni realiteye uygun nispette ders almasını biliriz.
İnsanın maneviyatının yücelmesi, gerçekçiliğine orantılıdır. Sanıldığı gibi arı, sadece bal yapan, çiçeklere konup kalkarak petek doldurmaz. Çiçekten çiçeğe polen taşıyarak meyve oluşumuna dönük, tabi bir aşılama işlevinide yerine getirerek aynı zamanda kendi imalatının çok az bir kısmını kendisi tüketir. Doğanın, arıların veya insanların yaratılış gayesindeki tabiatını bozacak unsurlar neler olabilir ki, izahı ilmin marifeti ve lügatinde muhtaç olduğumuz sırlar neviinden çok değerli verilerdir.
Şüphesiz insan, düşünme iyi ve kötüyü ayırtedebilme, alternatifli karar verme yetisi olan güzide bir varlık. Bundan olarak; Bir kimsenin suya gidiyor görünüp, (göründüğünden farklı, art niyetli) başka işler peşinde olması o kimsenin iyi niyetini tescil etmez! Dersek yanlış olmaz sanırım! Su yolunda testinin kırılmaması, taşınan suyun kamilen menzile ulaştırılması bakımından azami dikkat ve gayret sergilenir ki, aynı kadere ortak kimseler arasındada aynı amaca yönelik bir dayanışma, yardımlaşma kültürüde oluşur. Dolayısıyla halis niyetlerin eylemleri samimiyetin semeresini yüz güldüren tebessümlere dönüştürerek netice verir ve elde edilen sonuç, gönül hoşluğu olur.
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam