Zamansız geldin gençliğime bakmadan,
Elden ayaktan ettin hastalık.
Git artık çok sıkmadan,
Lafım kar etmiyor hastalık.
Niyeydin neyeydin sebebini bilemedim.
İnsan dediğin, sandığından daha aciz,
Ve olabildiğince çaresiz...
Menfaat odaklı dünya,
Ne çok heva, heves, rüya.
Biriktir, mülk, altın ve para,
Yar mısın, ağyar mısın?
Zehir misin, şifa mısın?
Ben heder olduktan sonra,
Ne farkeder yok musun, yada var mısın?
Ben gelirimde beni bekler misin?
Her sıkıntını çekerimde anlayış gösterir misin?
Gözüne fer, sevdana nefes olurumda kıymetim bilir misin?
Bir ömür severimde sen buna değer misin?
Bitmez sorular,
Harman yeri zihin.
Yetmez cevaplar,
Mümkün değil ki tatmin...
Yol ki, ne başı var ne sonu,
Seni unutabilirdim aslında,
Şarkılar seni demese,
Şairler sükutu yeğlese,
Ve yollar sana gelmeseydi, eğer...
Zihnim ihanet etmese,
Bu gün kimse anlamayacak seni, çocuk.
Hiç bir taam lezzet vermeyecek,
Gökyüzü ışıldamayacak eskisi gibi,
İlgini çekmeyecek ne oyun nede oyuncak,
Gizleme gözyaşlarını çocuk,
İçerde nefis, yanında şeytan,
Sayıklar durur; bekardır sultan.
Zihinde sorun, büyüktür buhran,
Anlamaz kimse kayıptır sultan.
Hadi okul, önce iş,
Birine duyulan sevgi bu seviyeye varmamalıydı, vardı.
Bunun adına aşk dediler; fazlasıydı.
Sancıydı bunun adı, elemdi, azaptı, hastalıktı.
Bu denli sevgi yaradana isyandı.
Bedel gerekirdi buna, diyet gerekirdi.
Ve uykusuz geceler ve sancılı günler ve saçlarda aklar ve ölümü aratan hasret ve yitirilen yıllar ve kendine düşman bir yüz.
Herkes bilmişde ben saklar sanmışım,
Alnımda yazarmışda ümmi kalmışım,
Varılmaz menzile güvercin salmışım,
Duysan ne olur, bilsen ne olur.
Ben narınla yanıyorken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!