Bir gece kondu mahallesinin yollarının beton kaldırım işlerini almıştım
On kişilik ekiple çalışıyordum yaz aylarıydı
İşe başlayalı birkaç gün olmuştu
Bir sabah işe gittiğimde karşı kaldırımdan sürekli bana bakan altı yedi yaşlarında bir çocuk gördüm
Başında güneşten kavrulmuş bir şapka eski bir gömlek yamalı bir pantolon yırtılmaya yüz tutmuş ayakkabılar vardı ayağında
Bana sürekli bakıyordu
Epey beni süzdükten sonra yanıma geldi
Rengi bembeyaz olmuştu
Titrek bir sesle
Amca dedi
Buyur dedim
Amca ekmek paramız yok annem bize bir ekmek parası versin dedi
Bunu söylerken tir tir titriyordu
Bir anda yüreğime bir acı çöktü
Gözlerim öylesine yaşardı ki silmekle baş edemedim göz yaşlarımı
Olduğum yere kaldırıma oturdum onu da yanıma oturttum
Başını okşadım burukta olsa gülmeye çalıştım
Adın ne senin diye sordum ALİ dedi hala titriyordu
Korkma ALİ dedim
Korkmuyorum da kızarsın sandım dedi
Niye kızıyım ki sana ALİ dedim
Onu rahatlatmak için bende senin gibi çocukken bir amcadan ekmek parası istemiştim dedim
Bunu duyan ALİ biraz rahatladı bana ısınmaya başladı
Sonra cebimden çıkardım o zamanın en büyük parasını verdim ALİ ye
Parayı annene götür başka yere harcama yarın yine buraya gel sana iş vereceyim dedim
Tamam dedi olanca hızıyla koşmaya başladı sokak aralarında kaybolup gitti
Eve gittiğimde eşime anlattım eşim çok üzüldü bari biraz para verseydin dedi verdim dedim
Ertesi sabah işe geldiğimde ALİ bizden önce gelmiş bekliyordu
Yanıma çağırdım ALİ dedim neden erken geldin bu kadar erken gelme sen onda geleceksin üçte gideceksin işçilere su dağıtacaksın her gün sana yarım işçi yevmiyesi vereceğim dedim ALİ çok sevindi
Ustaları çağırdım ALİ bizim çavuşumuzdur kimse yanlış yapmasın sadece size su getirecek başka şeyler yaptırmayın benden yana dokunulmazlığı var dedim
Ustalar hep birden güldüler ALİ millet vekilimi abi dediler
Öylen yemeye gittiğimde ALİ yi de götürdüm
Lahmacun mu pide mi yersin dedim
ALİ yüzüme bakıp
Bunlar ne dır diye sordu
Söylediğime pişman oldum
Anlaşılan hiç yememişti gelince görürsüm dedim
Kolada ısmarladım ALİ bitiremedi pideleri kağıda sardırdım yanına al acıkınca yersin dedim
Ali pideleri yememişti saat üçte parasını verdim ALİ sen git dedim pideleri neden yemedin diye sordum anneme götüreceğim dedi
Ali tam iki ay bizimle çalıştı kendisine bir çift esem sport ayakkabı aldım işin sonunda kendisine elbise alması için epey bir para verdim
ALİ bizim işimiz bitti artık gidiyoruz kendine iyi bak elbise almayı unutma dedim elimi öptü hüzünlü bir şekilde koşarak sokak aralarında kayboldu
ALİ nin annesini babasını hiç görmedim evlerini dahi sormadım
ALİ koşup giderken söylediği söz aklımda kaldı
Amca ekmek paramız yok annem bize bir ekmek parası versin demesi
Ardından bakarken yine gözlerim doldu
Nasibin bol olsun ALİ dedim kendi kendime inşallah iyi bir adam olursun
Tamamen gerçek bir yaşam öyküsüdür saygılarımla
2002 Bornova İZMİR
Kayıt Tarihi : 5.8.2007 05:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TAMAMEN GERÇEKTİR BU OLAY 1988 YILINDA YAŞANMIŞTIR YAZILIŞ TARIHİ 2002 DIR

daha ne aliler var ülkemizde.
hele de renkli renkli lambaların yandığı güllük gülistanlık ülkemizde
saygılar
Tohumdu tüm umutların...Yeşerdimi bilmem.
Delice yağan yağmurun altında
bir çocuk dolaşmakta
ağlamaklı gözleri yağan yağmurdan
daha etkili
sonradan öğrendim kimsesizmiş
hayatı tek başına öğrenmiş
çiçek satmakla geçinirmiş
ayağındaki ayakkabılar ise oldukça eskimiş
yanıma çağırdım
sıcak çay içimi sohbet ısmarladım
sordum adın ne senin diye
''umut'' dedi
sırılsıklam olmuş haliyle
derinden gelen bir sesle
ailesini sordum
gözleri dolu dolu yağmur misali
anlatamadı hiç görmediği anası, babasını..
nerde kalırsın nasıl yaşarsın dedim
kendince anlattı yaşadığı mekanı
sanırsın,boğaza nazır bir köşktü
benimse aklımdan sadece
virane bir şehir geçti
yaşam nedir diye sordum
kafasını salladı
birincisi kavga dedi
ikincisi hayal…
hayallerimi anlatsam bile anlamazsın sen dedi
sonra yağmur dindi
güneş yeniden göründü
karanlık bulutların ardından
ben gideyim dedi
satacak çiçeklerim var ….
hepsini almak istedim
alınmasını,kendisine acıdığımı hissetmesini de istemedim
sıkı bir pazarlık yaptık
sonrada anlaştık
tek tek avucuna saydım paralarını
onunsa yorgun gözlerinde saklayamadığı gururu
çağırdım ''Umut'' diye
seslendim ardından
ve elimdeki çiçekleri
gözlerindeki gurura bakarak hediye ettim
ve son cümle olarak
sen bu hediyeye layık
bu dünyada yaşayan yegane insansın dedim...
şimdi ner de kimbilir
hayatın kaçıncı evresinde yüreğinde ki umutlarla
nerde gizlidir.
Tohumdu tüm umutların...Açıldımı bilmem.
''umutların gerçek olsun umudum''
Güneyce Yakılanlar
güzel paylaşımın teşekkürler...güzel yürekli insan..
TÜM YORUMLAR (45)