hoşuma gitmeyen yazılarımı paylaşmayı severim, sizce de güzel değiller mi?
bir ibadethanem olsun isterim!
ister mescid ister havra ister şapel diyelim adına!
panateistsen kütüphane solcuysan belki çay ocağı…
içinde gülsün çocuklar, ibadetidir onların.
okusun, yazsın, düşünsün insanlık.
bense meçhul…
tahayyül edemiyeceğim hayallerin kaçışı ve ben
yedi kez geldi dünyaya insan
hepsinde üryandı gelişi
halkın cümlesine dokunsun istedi tanrı
ben az konuşup çok yorulan biri olmak için geldim
ama asla yerine getiremedim buyrukları
insanın uyanmak istemediği günler vardır,
ağız dolusu bağırıp yatağa gömülesi günler.
tanrı ile anlaşma bile yapabilir belki…
duvarlara bakıyorum o günlerde.
ne kadar muntazam ve heybetli.
insan
ne ile yaşar veya neden
kimin için veya ne için
yaşar, yaşıyor eminim
ama neden
garabet içinde hep
insanlar konuşarak anlaşır,
çatışarak birleşir.
insani ilişkilerin çoğunda ortak travmalar vardır.
bu travmalar bazen kenetler iki kişiyi,
bazen ayırır sonsuza dek.
hayat mücadelesiyle yorulmuş ve yoğrulmuş kadın
tramvaya bindi bir hışımla
elindeki korunmayı gerektiren edevatını umursamadı
umursayamazdı, mümkün dahi değildi
bu kadar tabya nereye gidiyordu
hani artık savaşlarda insan kullanmıyacaktı firavunlar
hayatımın çoğu yolda geçti,
çoğunluktan çoğu zaman memnunum.
içine girmediğim sürece
basittir genelin durumu.
hayatım kendimi ararken yolda geçti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!