Alıştım biliyor musunuz? tek başıma yaşamaya, tek başıma büyümeye öyle çok alıştım ki. hep tek başımayım, hep yalnızım. sitem etmiyorum, ben seçiyorum her seferinde yalnızlığı. ne zaman rastlasam bir kadına, bir süre sonra giderken buluyorum kendimi. alışıyorum sonra, sonra yine aynı. bu hep böyle sürmese keşke. keşke keşkeler olmasa. keşke hayatımı yeniden düzenleyebilsem. ya da başa sarabilsem. çünkü inan çok zor, diğer insanları mutlu gördükçe içim acımıyor değil. kıskandığımdan değil aslında. hüzün bu, acı bu, keder bu. oysa ben şimdi mutlu bile olsam onu acıya çeviririm. mutluluk bana yakışıyordur belkide, uzun zaman oldu görmeyelim mutluluğumu yüzümde. aynaya ne zaman baksam, o asık yüzlü adamı görüyorum. şikayetçi olamam çünkü yalnızlığı her seferinde ben seçiyorum. birisi elini uzatsa, itiyorum o eli. Hayatta iyi insanlar yok değil, bana raslamıyorlar o ayrı konu. Gerçi çevremde iyi insanlar görünce onları kırıyorum canlarını acıtıyorum çünkü hayatımda iyi insanlar görmeye alışkın değilim. şimdi yalnızım diyemem ki. hakkım yok. ama canımı yakıyor bu durum. bu haller, bu adam değilim ki ben. neşeliydim ben, arkadaşlarım vardı mesela. dört duvara kapatmazdım kendimi, mesela geceleri ağlamazdım. duygusal olduğum halde, yalnızca filmlerde ağlardım ben. kim bu adam peki? neşemi, mutluluğumu, arkadaşlarımı elimden alan bu adam kim? çukura düşmüş gibiyim, o boşluk öyle derin ki kim gelirse gelsin kurtaramıyor beni o çukurdan. belkide ben istemiyorum.Çoğu gece aynanın karşısına geçip; 'Şamil nerde lan? ' diye soruyorum. Cevap sonsuz hüzne boğuyor geceyi.. Çünkü kaybettiklerim arasında en çok kendimi özlüyorum. O geceki aynada bana bakan adamı tanımıyordum. o gece nerede olduğumu kim olduğumu bilmiyordum. Kim olduğumunda bir önemi yoktu o gece, kim olamadığım daha ağır basıyordu çünkü.yaptıklarımdan çok yapamadıklarımı düşünüyordum. Ne çok şey kaybetmiştim kazanmaya ramak kala.. Yapmak istemediğim şeyleri yapmış, yapmak istediğim şeyleri yapamamıştım bu yaşıma kadar. Bunu farketmiş olmanın verdiği rahatsızlıkla çekildim aynanın önünden.Çektim kapıyı çıktım evden. oğlum dedim, oğlum ölünecek haline yaşıyorsun lan. koy ellerini cebine yürü gidelim bu şehirden.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman