Alışkanlıklarımızdan kolay Kopamıyoruz
Göğsüm çatlayacak gibi… Günün yorgunluğu, kendimizle olan meşguliyetimizin azlığı, ani değişen mevsim ve soğuklar kim bilir daha ne çok sebepler üretebilirim sıkıntıma. Bu haldeyken, üstelik gecenin bu deminde, yazmak isteğim nasıl gerçekleşecek bilmiyorum. En azından benim gibilere doğal olsun diye içimden geldiği gibi ve çözüme doğal yollardan gideyim dedim içimden. Duvarda bağlama asılı çalsam mı diyorum. Birkaç efkârlı türkü çalar ve hatta uzun havalarla ağlarım deşarj olurum diye düşünüyorum şimdi. Ama herkes bağlama çalmayı bilmez ki, ama dinleyebilir. Müzik sevmezlerse ne yapacaklar, belki, tıka basa yiyecekler. Çatlar derecesine gelirlerse de uyuyamazlar o zaman. En iyisi karanlık bir oda ve gözlerim sokakta olsun. Bu vakitler sokaklar boş olur ama en azından ışıkların akislerinde giden arabalara çarpan gölgeleri ve rüzgârla sallanan ağaçlar… Gözü kapatmaktansa seyretmek fena olmaz hani. Hani telefonu elimize alıp birkaç yeri arasak, bu da çok iyi fikir değil şu an için. Başım çok ağrıyor. Akşama kadar konuşmaktan bıktım. Ona buna dert anlatmak, bir de bu saatte daha zor geliyor. En iyisi telefonu da kullanmayayım. Sevdiğim dediklerim de benim gibidir şimdi, bir laf söylerim ya da söylerler üzülürüz karşılıklı. Peki, ne yapmalı ki…
Yorgunum. Evde okuyan çocuğum var. Derslerini kendi başına yapmıyor. Bu kadar sıkıntı içinde onunla çalışmak zorundayım. Eşim komşuya indi. Onlara da imreniyorum ya. Her fırsatta hanımlar bir araya geliyor, şen kahkaha dertleşiyorlar. Kadınlar biz erkekler gibi değiller vesselam. Başım daha da ağrıyor şimdi. Çocuğumun ödevi bitti, uyudu çoktan. Evde yalnızım. En iyisi bir ağrı kesici alayım. Karanlık bir odada sessizliğe karışayım. Geçmişimin güzel günlerini düşüneyim. Geçmişle dertleşeyim.
Sabanı görürdüm tarla sürerken
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
İç dünyanızın aydınlığı geçmişle harmanlanınca samimi bir yazı ve dörtlük örtaya çıkmış kutlarım.
Tekrar sayfadayım... Yazıyı ve şiiri bir kez daha okudum..
Tekrar kutlarım Saffet Bey, dostum..
Sabanı görürdüm tarla sürerken
Gaz lambası yaktım gece girerken
Eğlendim samandan şapka örerken
Toz toprak kokladım yolda koşunca…
Pınardan su içtim hayal kurarken
Mükemmel anlatmışsınız......Keşke bunları şimdiki nesil de bilse....
safet bey,
güzel bir çalışma olmuş.........yüreğinize sağlık.......sizi ve değerli çalışmanızı kutlarım.....
kaleminiz tükenmez olsun....nicelerine....
selam saygılarımı sunuyorum......
saffet bey siz nesit yazsanız dah güzel olacak sanırı şiirdeki tema bana çocukluğumu hatırlattı ancak her mısra tam olarak anlam bütnlüğünü yakalayamamaış anlamı tamalayam mısralr ya biraltta ya bir üstte ki mısrada kalmış örnek
Çamaşır yıkardı yavru döşünde
Anneler, olmazdı köyde amcalar
Gidince gurbete ne yapsın kadın
anneler çamaşır ykardı yavru düşünce
köyde olmazdı aamcalar gurbete gidince
ne yapsun kadın
şeklind eols adaha anlaşılır olmazmıydu beni mkisi öneri siz bilrsiniz
Hocam çok güzel arada bir kendi kendimizle konuşmalı , neler olup bittiğini muhakeme etmeliyiz çok beğendim kutlarım saygılar sunarım .
Arada bir yapmalı insan... Kendisiyle sohbet etmeyi becerebilmeli... Cevaplar 'kaçamak', sorular 'kolay' olmamalı ama... Dürüstçe olursa, kesin yararı var... Yoksa yok?
Şiirle bir araya gelmiş hoş/sohbet bir paylaşmaydı okuduğum Saffet Bey... Ve gerçekten güzeldi...
dünden de bugünden de yarından da vazgeçmeyin yazın siz.....tebrikler...teşekkürler....
okumakdan haz duydum
saf ve temiz yazılımlı
abartısız okuruna güzel bir sunu
hoşuma gitti
yüreğine sağlık kalemin hiç susmasın
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta