Alışkanlıklarımız...deneme

İlknur Köknar
sokak kaçkını birliği arıyor selamla taçlanan başı
595

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Alışkanlıklarımız...deneme

Evveli neydik düşündük mü, nasıl başlardık uyandığımızda güne, ilk nereye olurdu koşturmamız ilk merhabamız kime olurdu o vakit. Eğer çalışıyorsak ilk merhabamız ya minibüs ya da belediye şöförüne oluyor galiba… şikayetlerle başlıyoruz demeli, tıklım tıklım bindiğimiz dört tekerlekli araca, malumunuz sevgili gibi yetişmemiz gereken bir işimiz var. Hatta sevgililer gününde iş yerimize çiçek götürmeliyiz, hiç kimseye böyle koşmadım diye! Biraz tuhaf karşılanabilirsiniz, sabah sabah çalışma arkadaşlarınıza bir şaşkınlık sunarsınız sevgiyi bir güne sığdıranlara…

Yoksa iki kuruş alıyoruz onu da çiçeğe vermeyelim diyenlerden misiniz, o vakit bir kutu çikolata götürelim ağız tadımız gelsin. Hiç de eski alışkanlığımız olmuyor bu değil mi, ama ilerde bir alışkanlığımız olabilir. Çünkü iyice tadını kaçırdık hayatımızın, günden güne boğulduk daha doğrusu boğulacağımız denize kendimiz su koyduk, sonra kırıldık dağıldık hatta ölmeyi arzuladık. Ölme arzusu muydu alışkanlığımız, henüz yeni doğuyorken gerçeğimizi yeni görüyorken insanı tanımaya çalışırken arzumuz dertten ölmek mi oluyor dersiniz?

Evet işlerimiz bozuk pikap gibi canımızdan bezdiriyor hatta paslı raylardan bindiğimiz tren yan yatıyor, sonra bir yaz yağmuru sele veriyor dört kıyıyı ve bastığımız toprak kayıyor. Acı eski alışkanlığı hatırlatıyor kayıp haberleri işleyince içimize, durduk durduğumuz yerde donduk aslında gelişimin değişimin peşinden giderken önce kendimizi değiştirmeyi unuttuk, önce nasıl insan olunur demeden… sonra bozulan bir düzen, çoğalan ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı sunduk çocuklarımıza ve dönüp de kendimize acaba nerde yanlış yaptık dedik mi! Çok zordur insanın hatasını kabul etmesi hele de bunu toplum düzeniyle alakası olduğunu düşünmek ve bunu kabul etmek hiç de alışkanlığımız olmadı. Kendimizden sorumluyuz, çevremizden de siz bir çocuğun yanında yediğinizi veya içtiğinizi sokağa atarsanız o çocukta aynısını yapacaktır. Çünkü gördüğünü model alır duyduğunu değil!

Eski alışkanlıklarımızdan ne kaldı şimdi, kandille aydınlanan gecemizi floransanlar aldı, sonra telgraf ve mektup vardı onların yerini internet dünyası aldı, evet hızlı ulaşım içi güzel bir değişimdi, haftaları beklemiyoruz ya da postacı geri getirmiyor adresi değiştiği için kağıda bıraktığımız duygularımızı…

Eskiden ben küçükken teyyareler (uçaklar) vardı her gördüğümüzde kelebeklerde olduğu gibi peşine düşer uzakta birisi varsa selam yollardık, hiç bilmedik teyyaralerin selamlarımızı alıp almadığını…ama biz aldı kabul edip mutlu mutlu gülümsedik birbirimize…büyüdükçe gülümseyişiz mahsunlaştı, kaçan ya göçen olduk yoksul bir baş taşıdık sırtımızda…anlatamadık kendimizi.

Büyüklerimiz elini öptüklerimiz geldi aklıma, kimisi bitirdi yolculuğunu geride ezik hatıralar bırakarak, ama ustanın dediği gibi “giden memnun ki yerinden dönen yok seferinde” onlardan dinlediklerimizse kulağımızın bir köşesinde takılı kaldı. Kimi savaş dönemlerindeki anılarıyla meşguldü nasıl düşmanı alt ettiğini ve nasıl canın siper ettiğini bir masal yazıyor gibi dökerdi kandilin aydınlığında…biz dinlerdik hayal ederdik savaş nasıl oluyor diye, yine büyüdükçe öğrendik savaş masum insanların katliamı oluyormuş.

Hatırlar mısınız küçükken dinlediğiniz hikayeleri benim çocuk hikayelerim olmadı, yaşanmış masallardı dinlediğim uyku hak getire sohbetler de dem vardı o vakit. Birileri hep bozuyordu yaşantımızı verilen sözler ağzımızdaki çürük dişimiz gibi ağrı yapıyordu. Gün geldi ağrılarda alışkanlığımız oldu. Bizler muhabbetin aç çocukları olduk, bizler yıkılmışlığımızı resme yapıştırdık ve yine bizler kendi ellerimizle mutluluğumuzu demir parmaklıklar arasında bıraktık. Çünkü alışkanlıklarımızın esiri değişimin acemisi olduk, gelişimin hayali güzelin ağlayışı oldu attığımız her adım…

Bizler dostu muhabbette aradık, bizler acıyı gülüşü silip ağlayışın üstüne maske taktık, kendi aynamız olan sesimizi kıstık, aşk ile geldiğimiz hayata küfürler bıraktık…

Tebessüm aynamızdır, kahkahamız anlık sevinçlerimiz…kendi çocukluğumuzun yıkıntılarını çocuklara miras bırakmayalım benimle var mısın!

02/07/2006-23:29

İlknur Köknar
Kayıt Tarihi : 26.8.2006 01:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ekrem Bozkurt
    Ekrem Bozkurt

    kutlarım...şiirleriniz ve denemeleriniz bence fena değil...yer yer harika imgeler ve dizeler cümleler göze çarpıyor...yalnız aceleden herhalde hatalı yazımlar,sözcüklere dikkat edin daha güzel olacak...başarılar...saygılar...
    ekrem bozkurt

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İlknur Köknar