Saçlarına şubatı taktı
Kalın sislere baktı
Kalktı
Yola çıktı
Mevsim ıslaktı
Hem de korkunç bir şubattı
Sen şiir öksürürken
Rüzgâr yüzünü ezberlerdi
Bir güz yaslanırdı doğum gününe
Ellerin üşürdü
Ve uzak bir dağda mumlar yanardı senin için
Islak saçların kalır içimde
Ne bir fetha güneş
Ne teyel bir gülüş bende
Taflan gülüşünden bir ağaç kalır
Benliğim upuzun bir geçmişe uzanır
Kömür gibi kararırken içim dışım
“ babam on kez babaydı
annem beş kez anne
ben en küçükleriydim
iki kez çocuktum “
günbatımında bir şeyler azalırdı
Yerden göğe kadar yalnızım
Kimse bulamaz beni
Gökten yere düşen kar
Usulca kapatır ayak izlerimi
Nefesin olurum
Gitmem bir yere
Kızıl saçlarına sarılıp kalırım
Vazgeçmem senden
Güzel tenine bir yara gibi yapışırım
Kirpiklerin uzun birer tığ
Bakışların mesafe örer durmadan
Ama gözlerini çok buruşturma
Yoksa aşk düşecek kaşlarından
Kışın ilk günleri kadar soğuk
Bir adam
Durmayan bir eksilme halinde
Bir uçurum gibi belirdi
Bitimsiz bir sıkıntıyı ağırlamış âdeta
Yorgun düşmüş bir adam
seni özlüyorum
gözlerimde sararmış yapraklar
içimde soğuk bir şarkı uğulduyor
buz tutmuş tenim
kokun yok her şey eksiliyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!