Alınganlığım alınganlıkların en yücesi
Çözülemeyen esrarıdır belkisi
Kurcalayıp acabaları
Her şeyden nem kapan
Fazlasıyla nemli
Sebebine asılı kaldım
Kuru bir sıcaklığın
Yine gülüyor yüzün
İşte böyle
Her halim gülümsetti seni halince
Sersem ve avare
Hayat dolambacında yön aradığımı sanıyorsan
Yanılıyorsun
Vaktin sığınaklarından
Aylar, yıllar ve ertesi
Ne vakit duysam seslendiğini
Konuştum yan yana konuşur gibi
Karşıma almadım seni ve sen seslenmeden
Söz uzatmaya kalkışmadım
Haddim değildir inandırmak kimseyi
Haydi geçelim bunları
Seni, beni
Ülkemizin içinden geçtiği
Gürültücü ve tarumar edici
Hayat gerçeği
Yuvasından düşecek kuşları önemsemeden
Havai fişekler patlatan kutlamalar kadar
Sahici
Yalan söylemekten zerre çekinmeyen
Siyasetin kırdığı doğruluğun terazisi
Maharetli ellerde onarılmayı beklerken
Farklı dünyalardan olduğu üzerine kurulu
Milyonlar teorisi
Her türlü kişisel görüşe saygıyı
Bakış açılarında köreltiyor
İşimiz gücümüz ne ki
İlkesizlikler içinde
Sağduyu nöbeti geçirmek mi?
Asil gayenin peşi sıra
Ötelere açılma umudu
Eksilmedi serimizden
Yönümüz belli
Daima ileri
Hep ileri
Yüreğim söyleyeceklerimi
En başa bağlarken
Ülkemi sevdiğim kadar içten
Sadakat ve bağlılıkla sevme cüretimi
Alıkoyuyor
Samimi ve meşru
Bulmadığı için mi?
Cesur ve kaotik oluşun
Vazgeçilmez erekleri
Keşfetmek
Fethetmek ile meşgul iken
Güneş doğmayı beklemez kimse için
Yokluğunda dünyaya veda
İnsanlık köprüleri kurmaya
Düşler elverir
Bir uzun yolculuk için
Bir resim oldu suretin
Gözlerinden biri Güneş biri Ay
Gecesini gördüm resmin
Hem gündüzünü
Göçebe ruhumun Ay Tanrıçası
Süzüldü kalbimden sana doğru
Kalp kapına vardım peşi sıra
Saygı ve hürmetin tezahürüydü
İteledin hızla kapıyı gerisin geriye
Ne hakla geçtin diyordu hiddetin
Ne hakla girdin bahçemden içeriye
Sanımca tahtın yıldızlar üzerinde kurulmuştu
Öyle parlaktın yüreğimde
Bahçe geçtiğimi bilemedim
Uçsuz bucaksızdın gönlümde
Kendisine bakmaya kalkanların gözlerine
İğnelerini batıran mitolojik aksandım belki de
O sebep huylandın
Senden daha parlak olmaya heves eden
Meteor taşı olsa gerektim sana göre
Gündüz yüzünü göstermekten utandığım için
Tanrım
Bir avuç iğne atmıştı yüzüme
Ansızın bir kasırga koptu
Geceden sabaha devrildi yer gök
Kalın sicimlerle inen yağmur damlaları
Aman vermedi yeryüzüne
O sel beni aldı götürdü
Sen kaldın geriye
Güneş bakan gözlerin öyle ışıdı ki içime
Bakamadım
Kör kaldım başka gözlere
Derya Kızılgöz
Kayıt Tarihi : 8.6.2020 18:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!