Ayrılık zamanı gelip de çattı
Demek ki artık veda ediyorsun,
Geçivermiş nasıl günler sayılı,
Bil ki benden çok şey götürüyorsun.
Geldiğin günkü o çekingen halin,
Şairlerdir hep halkın önünde giden,
onlardır topluma yön veren.
Yılmaz savaşçılarıdır yazın dünyasının,
Az yaşar şairler nedense hep,
Çileli bir ömürdür onların.
Haksızlıklara tahammül etmezler,
Geçende tanıdım bir fidan,
Dedim memleket, dedi Erzincan.
Dağları hep kar ile boran,
Korkuyorum sana aşık olursam.
Yaylanın dilberi, incidir dişi,
Aşk nedir diye soruyorsun,
Sen hiç aşık olmadınmı.
Sevipte gönülden yanmadınmı,
Aşkı bilmeden nasıl yaşadın.
Geceler boyu ağlamadınmı.
Sevdamı tutkumu bilemiyorum,
Her anımda seni düşünüyorum,
Senle ağlayıp senle gülüyorum,
Bana can veren nefes gibisin.
Alnıma yazılmış bu yazı böyle,
Karanlık geceler hiç bitmez diyordum.
Sevmeyi yıllardır hep bekliyordum.
Hasretinle yanıp artık gelmez diyordum.
Uzatsana ellerini tutayım doya doya...
Yapayalnız anlamsızdı bana o yerler,
Konuşurken deniz ve martılarla,
Sen güz mevsiminde sımsıcak güneş misali,
Çorak topraklara hayat veren yağmurlar gibi.
Sen uyanmak istemediğim düşüm, tatlı sevgilim.
Sen hayat veren, sevmeyi ve sevilmeyi öğretensin.
Unutamadığım düşüm, tatlı hülyam, sevgilimsin.
Sen uğruna gözyaşı döktüğüm ilk ve son aşkımsın.
Yağmurlu bir sonbahar akşamı,
Yürüyoruz seninle şemsiyenin altında.
Sokulmuşsun bana sımsıkı,
Atıvermişim kolumu omzuna.
İçime çekiyorum parfüm kokunu,
Sımsıcaksın sevecen fıkır fıkır,
İki bin on sekiz Şubat celbinde,
Çağrıldı bizim oğlan askere.
Heyecan bende ondan ziyade,
Sayılı gündür,geçer be oğul.
Yeri de şimdi Tuzla Piyade,
Geçende birden telefonum çaldı.
Açınca ruhumu bir telaş sardı,
Şen sesi aklımı başımdan aldı,
Eski bir dostum vardı telefonumda.
Konuştuk, dertleştik havadan sudan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!