Ali Turalı: Hayatı, Biyografisi, Eserler ...

8

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

ALİ TURALI HAYATI

Ali Turalı ALİ TURALI 'KUL SEFİLİ'

Çorum'un Sungurlu ilçesinin Beylice Köyünde 1964'te doğdum. Yoksul bir ailenin üçüncü ve son çocuğuyum. İlkokulu köyümde bitirdim, orta öğrenimime 1977'de Ankara Atatürk Lisesin de yatılı olarak başladım. Ortaokulu basarıyla bitirdim, Liseyi de bazı siyasi nedenlerden do layı bırakmak zorunda kaldım. Öğrencilik hayatımı da noktalamış oldum. Öğrencilik hayatım sona erdikten sonra, önce inşaatlarda amelelik, daha sonra usta olarak çalışmamı sürdürdüm. Ortaokul yıllarımda Halk şiiri tarzında şiirler yazmaya başladım. Şiire başlamam etüt hocamızın, duvar gazetesine asılması amacıyla herkesin kitap konulu bir şiir yazmasını istemesiyle başladı. Daha sonra da lise bir de edebiyat hocamızın mani yazmamızı istemesiyle pekişerek devam etti. Bu güne kadar bazı içerikler değiştirerek geldi.

O yıllarda, aşk ve güzellikler üzerine yazmaya çalışırken, daha sonraları siyasi bilincimi kazanmamla beraber sosyal açıdan toplumsal içerikli şiirler yazmaya başladım. Bu dönüşümde, Üstat Aşık İhsani'nin bende etkisi vardır. Genelde, kendine halk o zanıyım diyen kişide, sürekli tasavvuf içerikli veya aşk, sevda şiirleri üzerinde yoğunlaşıyorsa bunu ben eksiklik sayarım. Çünkü halk ozanı düzenle barışık olamaz, özelliklede böylesi kapitalist düzenle hiç mi hiç barışık olamaz. O nedenle halk ozanı, hal kı düzene karşı savunmalıdır. Onun derdini, çilesini anlatmalıdır. Bende bunları Aşık İhsani de fazlasıyla gördüğüm için onu kendime rehber edindim. 1990 yılında Ankara halk ozanları derneğine üye oldum. İstanbul'a taşındıktan sonra irtibatım koptu.

1994 yılında İzlek yayınlarından 'Savrulacak külüm mü kaldı? ' ismiyle bir kitabim yayınlandı. Bundan sonra Siyasi ve sosyal faaliyetlerimi İstanbul da sürdürdüm. 18 Nisan 1999 seçimlerinde SİP(Sosyalist İktidar Partisi) 'ten, İstanbul birinci bölgeden milletvekili adayı oldum ve kazanamadım. Ve sonrasında, 2000 yılı içerisinde bir grup arkadaşla 'Toplum Sanat Siyaset' Dergisini çıkardık. 2001 yılı içerisinde çok sevdiğim ozan arkadaşım Nesimi Şahindokuyucu'nun önerisi üzerine Halk Ozanları Kültür Vakfına üye oldum.

Mustafa Suphi isimli bir de oğlum var. Henüz 20 aylık.
Çalışmalarım devam etmektedir. Halk ozanlığı üzerine araştırmalarımda mevcuttur.Şu andada savaş yolu isimli siyasi dergiyi çıkartmaktayız.

KUL SEFİLİ (Ali Turalı)
ALİ TURALI 'KUL SEFİLİ' İÇİN

Kul Sefili mahlaslı ozan Ali Turalı, Çorum'un Beylice köyünde 1964 yılında doğmuş. Yeteneği, duyarlı yüreği ile Anadolu'nun bağrında yeşermiş kıraç söğüdüne benziyor. Her kır emekçisi gibi ekmeğinin peşine takılıp kente gelmiş. Büyük kentin bütün kirliliğine karşın da temiz kalmayı başarmış biri o.

Her namuslu ve de zeki insan gibi Sefili yoksulluğunun,ezilmişliğinin nedenini araştırmaya başlamış. Köyüne bitişik bir köyden olan İbrahim Kaypakkaya' nın neden öldürüldüğünü merak etmiş. Derken Hanya'yı Konya'yı, yani emek sermaye çelişkisini anlamış. O günden beri de kendisine verilen sınırlı eğitim olanağının sınırlarını zorlayarak, kötülerle, haksızlıkla mücadele etmeye başlamış. Kuşkusuz bunu sanatla, şiirle yapmış.

Sefili eğitimini yoksulluk gereği lisede yarım bırakmış. Ama okumayla ilgisini kesmemiş. Örneğin Orhan Kemal'in emekçiden yana bir yazar olduğunu iyi biliyor. Oturmuş ona düşsel bir mektup bile yazmış 'sen gittin gideli yazarlar bizi unuttu. Emekçi sınıf için r oman, öykü, şiir yazan kalmadı' demiş.

Halk ozanları geleneğine uygun ölçülü uyaklı koşma türü şiirler yazıyor. Konusu ilkin aşk, acı doğa iken giderek hak, hukuk, eşitsizlik, sömürüyü eleştiriye dönüşmüş. Taşlamaları özentisiz,yalın olduğu gibi ve temiz. 'Pireler' şiirinden bir dörtlük şöyle, 'Akşam olur etrafımı sararlar/Polis gibi her yanımı ararlar/Adım adım vücudumu tararlar/Neden beni rahat koymaz pireler? ' Sömürüye karşı öfkesi bazen bilenmiş Aşık İhsani baltası olup ufuk çizgisini kesiyor. Ama iyiye güzele karşı ipek kadar ince yüreğiyle Yılmaz Güney'e, Deniz Gezmişe, Sivas şehitlerine de ağıtlar yakıyor. Amele kardeşim adlı şiirinde, kendisi gibi bir emekçinin durumunu anlatıyor. 'Bitlisli yoldaşım Davut kardeşim/Yoksa benim gibi boşta mısın sen/Şu koca dünyada yoktur bir işim/Kardeş benim gibi düşte misin sen…? ' diyerek.

Kardeşçe üretip. Hakça paylaşmak üstüne kurulacak bir dünya için Kul Sefili' ye çabalarında başarılar diliyorum. Kalemi keskin, üretimi verimli sanatı yetkin olsun! ...

- 20/08/2003 - HASAN KIYAFET -

OZAN ALİ TURALI

Ozan Ali Turalı' yı bir iyice uyanmış gördük, sevdik. Ali Turalı, kendisini bilmiş, ağzı var dili yok halkının sırt kemiği arasından koparılıp alınan yüzlerce katrilyonun kimlerin küpüne aktığını öğrenmiş ve bu soygun düzenine karşı savaşını korkusuzca başlatmış ünlü bir halk ozanımızdır.

Bu büyük ozanın binlerce şiirinden birinin bir dörtlüğüne bakalım.

Yoksul halkımızın çektiği çile
Bitmiyor dostlarım sebep düzendir
İşçinin köylünün sorunu dile
Gelmiyor dostlarım sebep düzendir.

Ozan Ali Turalı' nın bu kutsal savaşı diğer halk ozanlarına örnek olmalıdır. İşsizlikten, yoksulluktan, açlıktan kıvranan halkımızın kurtuluşu için savaşmalıdır ozanlar, Ali Turalı gibi. Ötesine sözüm yok.

Ali Turalının bir adı da Kul SEFİLİ' dir. Kul Sefili halkının dışında hiçbir kimsenin kulu olmamıştır. Bu ünlü ozanımızın tüm düşüncesi ve şiirleri kuşkusuz ezik halkının kurtuluşu adınadır. Ve bu Kul Sefili, sevdiği halkı için her derde, her belaya göğüs geren kutsa l bir savaşçı olarak çıkmıştır karşımıza.

Bu büyük ozanı saygı ile selamlıyorum.

- AŞIK İHSANİ - 14/09/2003 -

ALİ TURALI (KUL SEFİLİ’YE)

Kul Sefili (Ali Turalı) Anadolu’nun steplerinden gelmiş, genç ama olgun ve bilgin bir ozanımız. Yaşamı boyunca haksızlığa, adaletsizliğe, zulme ve sömürüye karşı savaş vere gelmiş bir barış ve sosyalizm savaşçısı yoldaşımızdır.
Şiirlerinde, sınıfsal konumu ve bilinci doğrultusunda büyük bir lirizmle sömürüye ve zulme karşı isyan bayrağını yükseltmektedir. Örneğin; “Devrim Erleri” şiirinde, şiirlerini adadığı Aşık İhsani gibi baltasını bileyerek:

“Kavgası uğruna başını koyar
Yolundan döner mi devrim erleri
Ne ölümden korkar, ne geri cayar
Ölümden korkar mı devrim erleri”

İsyanını ve kararlılığını, Pir Sultanlar gibi “yolundan dönmezliği” haykırmaktadır. Yolunun neresi olduğu da “Parti” şiirinde

“Yürüyoruz, hızlı sağlam adımla
Hiç durmadan önderlerin izinde
Gerçek sosyalizmin programını
Bulacaksın partimizin tezinde
Suphi, Nejat partimizin önderi
Durma yoldaş yürü yürü ileri”

Dizeleri ile göstermektedir.
Yedi yüz yıllık halk şiirimiz, halkımızın kültürünün en önemli, en verimli kaynaklarından ola gelmiştir. Turalı, şiirlerinde bunu en etkin ve en yaygın biçimde dile getirmektedir. Çoğu kimsenin sustuğu günlerde Kul Sefili şiirleri ile de ezilenlerin çığlığı olmuştur. Turalı bir isyan bayrağı olarak işçi sınıfının “Savaş Yolunda” şiirlerini silah yapmıştır.
Yirmi birinci yüzyılda bir büyük yangın devam ediyor, bu bir “çağ” yangını, bu yangında herkesin şu yada bu biçimde bir payı ve sorumluluğu var. Bu yangının tam merkezinde olan işçi sınıfı ve emekçi halk bulunmaktadır. Kazanılmış tüm hakları teker teker gasp edilmektedir. Ezen emperyalist güçler, ezilen sınıfı, halkları, kültürleri ile, zenginlik kaynakları ile birlikte katledilmekte olan bir insanlık var. İşte bütün bunlara karşı Turalı yoldaş, etiyle, kemiği ile, kanıyla, özlemleri, umutları, özlemlerimiz ve umutlarımızla korkusuzca isyanını haykırıyor şiirlerinde. Nazım vari; “yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine” demeye getiriyor türkülerinde
Pir Sultan gibi” men dönmezem yolumdan” diyor.
Onun bu türkülerinde, direnişi, isyanı, aşkı ve ölümü duyup, korkuyu ise çöpe atıp umutlarımızın yeniden yeşerdiğini buluyoruz.
Sonu yenilgi ile bitmiş olsa bile, işçi sınıfının emekçi halkla birlikte yeniden yeneceği inancımızı daha da pekiştirmektedir ozan. Şafağı çağırıyor ozan, karanlığı delerek ışığa ulaşmak için.
Dilde, içerikte, anlatımda bir coşku selidir Kul Sefilinin türküleri. Turalı, belki Ahmet Arif gibi prangalara vurulmamış, nazım gibi “kellesinin koparılması” düşünülmemiş ama o hocası Aşık İhsani gibi hep baltasını bilemiş, biliyor ve niçin bilediğini de biliyor. Ve “BİR GÜN MUTLAKA” yine yeneceğiz, yine geleceğiz diyor. “BİR GÜN MUTLAKA “
YOLDAŞ!

-Av. Rasim ÖZ-
Savaş Yolu Dergisi yayın yönetmeni -

KUL SEFİLİ

yaşayan halk ozanları arasında en güçlüsü olarak çıkıyor karşımıza. Şöyle sözcükler çıktı ağzından bir ara: 'Bu soygun bitmeli artık. Bu soygun ve hortumcu düzeni yıkılmalıdır. Halk açlık işkencesi altında kıvranıyor yeter! Bundan böyle politikacılar attıkları adımı, oturup bin düşünmeli. Ya düzelirler, ya da düzeltilirler, bu kadar' dedi.

- Aşık İhsani, Berfin Bahar Dergisi, sayı 64, s.51 -

Eserleri


Savrulacak Külüm mü Kaldı
şiir kitabı, izlek Yayınları -1994,

sınıfsız dünya şiir kitabı, savaşyolu yayınları mayıs 2007,Halk şiirinde emperyalizme başkaldırı, ocak 2009, ozan Garip ve yusuf Ter ile ortak çalışma