Ağlıyordu Cambaz
Yüreği gibi titreyen bir tel üstünde
Alkışları duymuyordu
İçinde çığlıklar susmuyordu
Yalnızlığın uğultusu kulaklarında
Yürüyordu.
Daha doğduğum gün’dü ilk ağlayışım.
Rahatım kaçmış, içim acımıştı. Ama yaşamın kaçınılmazları vardı.
Ve bu dünya sahnesinde bize verilen “Yaşa” rolünü oynayan biri olmak da, benim kaçınılmazımdı.
Oynadım, ancak en iyi oynayanların küçük mutluluklarla ödüllendirildiği rolümü. Acılar çektim rolümü beceremediğimde. Kaçamak yapmak, olanaksızdı yaşam sahnesinde. Mutlaka bedeli ödenirdi. Ödedim.
satır satır yazılan
ve yazıldıkça çoğalan
bir sevda masalısın sen
dikilip karşıma…
saklayıp masum gülüşlerini
Olur ya.....
Bir gün dönerim apansız
Hiç beklemediğin
Hiç ummadığın bir anda
Bir akşam esintisinde dönerim.
Siliyorum tüm satırları
Kelimeleri teker teker siliyorum
Sildikçe yazdıklarımı kendi kendime
Boynu bükük kalsa da kalemim
Silgimi sivriltiyorum.
Bakışında buldum özlemimi
Yüreğinde duydum yüreğimi
Sevdim seni uzat ellerini
Gündüzüm ol, gecem ol, sar beni
YA ŞİMDİ GEL,YA DA UNUT GİTSİN
Yarışıyor ünlemler ardışık
İlle de acaba*lar olacak usunda
Yoksa*ların olmazlar arasında
Hatırını mı kıracaksın belki*lerin
Şimdi hayır mı*nın tam da mevsimi
Söyle yalnızlığına
çıkıp gelsin
henüz vakit varken
İşte yanızlığım
vuslata ersin
Sanırlar ki bir şair
Çıkar bir şiir yazar
Oysa ateştedir buzdadır
Gece gündüz yoldadır şair
Bilsinler ki bir şiir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!