Sen, gidince...
Hüngür, hüngür, ağlarım,
Zannetme, uslu durur,
Bağlasalar duramam,
Zapt, etmez hiç bir şey,
....Zinciri, zinciri, kırarım.
Gurbetin çilesi soldurdu yüzün
Yad ellerde boyun büktü bu garip
Hasretin rüzgarı çürüttü özün
Dalından yaprağın döktü bu garip
Aç kurtlar talamış sevda dağını
Şu gurbetin keskin esen yelleri
Yüreği ikiye böldü be hocam
Zalimce yakamı tutan elleri
Garip olduğumu bildi be hocam
Demire benziyor altından tacı
Dünyayı dolaşsam senle
Yorgunluk his etmiyorum
Sen yanımda varken böyle
Kalbe hüzün katmıyorum
Can damarımdasın gülüm
Efkarlandım şiir yazmak istedi canım
Bir kağıt aldım elime bir de kalem
Gelmez aklıma unutulmuş bir tek kelam
Ben ne yazsam ne söylesem bilmem ki
Sairler bütün güzel sözleri yazmışlar
yalnızlık türküsü söylerim gülo
El ayak çekilip akşam olunca
Gelir diye çıkar beklerim yolu
Ufukta gün batıp akşam olunca
Dilim name döker dertli sazıma
Dünyanın malına güvenme sakın
Aldatır sefası ölüm çok yakın
Kimler ölmedi ki şöyle bir bakın
Gel engin ol deli divane gönlüm
Havalanma deli divane gönlüm
Hiç mevlandan başkasına olma kul,
Tembihim dir sana unutma oğul,
Çaldırma arkandan teneke davul,
...Buna ayak uymaz unutma oğul.
İlim bilimle doldur akıl tasın,
Herkese kalbimde beslerim sevgi
En kötü niyettir kin benim için
İslama kalemimden isterim övgü
Alemde en güzel din benim için
İstersem gönüle gerçekten saygı
Yokmu, yavruları,mı gören
Verdiğim evler olmuş ören
Bir tek tahta kapısı kalan
Ne giren var,ne çıkan var
Ben yavrumu kime soram
Üstat kalemine yüreğine sağlık,güzel bir şiir olmuş