Duvara yazı yazarsın,
boyarsın silinir gider
Benim anlımın yazısı,
boya değilki silinsin
Çektigim çileler,
Filim değilki görünsün.
Garibanım boynum bükük,
Sırtımdaki ceket sökük,
konuşamam dilim tutuk,
...Çal derdimi, Sinan Hoca.
Çağırdığım yere gelmez,
Yaklaştı gardaşım Dünyanın sonu
Bak çoğu şaşırdı doğru yolunu
Ahreti unutmuş etmiyor konu
Bak çoğu şaşırdı doğru yolunu
Hırs ile kalbin de çürütmüş özü
Yine bu gam yükü bindi sırtıma
İçimde bin türlü sızı var anam
Esiyor bahtıma korkuç fırtına
Yürekte savrulan tozu var anam
O güzel yüzünü rüyamda görsem
Dilin ısırgan’a benziyor senin
Biçiyorum yine bitiyorsun dost
İnatçı keçiye çekmiştir genin
Boynuzunla koçu itiyorsun dost
Birazcık aklını başına topla
Böyle sevgi olmaz oynarsın oyun
Gel yüze çıkmadan git buralardan
Asla değişmedi aynıdır huyun
Benimle eğlenme git buralardan
Olamadım senin havalı dengin
Yar seni hayatımı
Zehir et diye mi sevdim
Hasretin yedi bitirdi
Yoksa öldürmek mi niyetin
Yar seni hayatımı zehir
et diyemi sevdim
Unut gitsin şahin, geçen dününü,
Söylenip de, durma, Rabbine yürü.
Kıbleye doğru bir, dönder yönünü,
Eğlenip de, durma, Rabbine yürü.
Git yansın, yolunda, çıplak ayağın,
Yıllar unuttursa da sana beni
ben hiç unutmadım seni
Hatırlarsan seksen yedi yılını
hatırlarsın belki de beni
İstersen şöyle hatırlatayım kendimi
Yokluğun çanları içimde çalar
Derdimin her biri başka biçim de
Hayat çilesini gönlüme salar
Derdimin her biri başka biçim de
Onca çilem var ki nasıl aşarım
Üstat kalemine yüreğine sağlık,güzel bir şiir olmuş