Gözlerim gözlerine öylece takılıp kaldığında
irice bir yumruk düğümlenirdi hep boğazıma
ne ayırabilirdim büyülenen gözlerimi senden
ne gizleyebilirdim titreyen sesimi ellerden
Çekmemek için seni de çaresizliğin girdabına
Güce tapanlara yağ yakanların kayganlığında akıyor hayat,
O na tutunmalısın, eğer yaşamaksa tek derdin ayakta kalarak
Ya onlardansındır, ya kurbanı arsızca çevirdikleri çarkların
Yok başka çaren, ya yağlayacaksın, ya parça parça ağlayacaksın...
Uzun zorlu yollar olsaydı
uçsuz bucaksız çöller
yorulmaz, tüketirdim
Dağlar engel olsa deler,
nehir, göl ve denizleri
Düştü bir kadın
üzgündü, ümitsiz ve çaresiz
nasır bağlamıştı diğerinin elleri
yerden kaldırmayı akıl edemedi
avaz avaz sustular
İdeolojiye siyaseten vuruşla
Sözel hakaret, sanal fuhuşla
Hep bana diyen vakur duruşla
Çözemezsin sen hiçbir mesele
Dostunu düşmanı iyi bellesen
Ne gelirse milletimin başına acı veren
maalesef ki hep hulus ve saffetinden
bilemez de gerçek seveni ta derinden
bir kör dikene ikram eder saf-etinden
pişmanlıkların geçer akçe etmediği cümle ateşler ortasındaki o yerde
esiri olduğun bedenini alevlerin raksındaki alacakaranlığa saklarsın
ancak, ne çare, hoyratça üstlendiğin veballer örmüş demirden bir perde
kaçamaz, zavallı günahsız ruhunu beyhude yakarışlarla boşa harcarsın
yoksa yalnızlığın bunaltısında yaşlanacak yüreğim
hüznünü karanlık gecelerin, şiirimle paylaşmalıyım
şiir anlatmalı kapkara bulutlara, yağmur istemediğimi
ve şiir ağlamalı yerime eğer kaçınılmazsa gözyaşları
kabuk bağlamış yaralar şiirle uyanmalı, depreşecekse
Bidon kafamı sapla samanla doldurdum
göbeğimi kaşıyarak, halimize gülüyorum
Kafamdaki örümcek örememişken daha ağını
ötelerden sinek vızıltınızı duyuyorum
hocam ankara siyasal öğrencisiyim ben soyadınızın anlamını soracaktım.eğer biliyorsanız ve cevaplandırırsanız sevinirim.