Bir meçhule döndü benim hayatım ...
Ay yüzlü masum gölge
Suretin gözlerime çarpınca
İpi çekiliyor yalnızlığın
Saçlarını rüzgarda savrulurken görmek
Sürgündür tanımsız diyarlara
Gülüşün açıklanamaz bir ezgi
Aşkın miladı, mavi gözlerin
Bir aşkı yormak gibi bir şey
Gözlerinde aramak şehri ve denizi
Tarih tek başlangıç kabul eder
İsadan ve çarmıhatan bu yana
Bense zamansız bir gökgürültüsüyüm
Karanlık bir rıhtım sessizliğinde
Saatler yine ayrılığı dövüyor
Yalnızlığın kıyısında, aklımı dövüyor
yüreğime...
Yüzümüzde bin bir tebessüm.
Düşüyor önce yanaklarımıza
Kimliksiz yalnızlıkların acıyan yüzüdür
Apansız gelen her sevda
Düş ile sevdanın oyunudur gerçeğe
Rengini yitirmesidir yağmurun
ille de yakmasıdır gözlerinin ateşi
Yel ile tozan savruluşların adıdır
Yakaladım seni, ucun bucağın
Yoksaydım... tutunduğum köşenden
Koşarak bir yakalanası kuş
Avuca sığmazlığında ellerimin
Şaşkınlığında telaşlı ve ürkek
Sığdırılamamış bir ev eşyası
Gölgene basmadan izledim seni
Uzaktan dokundu ellerim saçlarına
Yağmurlar düşmedi yollarıma
sen ıslanmayasın diye.
Unutulmaz bir çığlıktı suretin usumda
Bir ufuk çizdim gözlerine
Üzerinde küçük balıkçı tekneleri olan
Küçük ışıklar yüklendi gözbebeklerine
Aşkı gördüm en yalın haliyle
Ürpertilere sardım gül tomurcuğu sevgimi
Martı çığlığıydı çaktığım gönlüne
Sabahın seherinde,
Ayrılık öncesine kurulmuş
Zaman ayarlı gülücükleri,
Aklımın nakliyesine yükleyip
Bir merhabayla taşıdım yüreğimi gözlerine.
Bir merhaba kokusuna yükleyip
Eğrilmiş bir ağacın, toprağa yakarışıdır gözlerin
Sen gülünce ağaç baharı müjdeler çiçeğinde yaprağında
Engin koyaklarda bir kuş yuva yapar kirpik uçlarına
Ve ben kuş olalı ağzım açık bağlandım sana
Suyu, aşk misali bağrına basmışsın, sevgiyi yudumluyorsun
Görünenler de yalansa diyor ruhum
inanılacak neyi kalıyor
acılardan arta kalan
sığınakların
toz duman oluyorsa göz çeperlerimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!