Bir göze başında, soluklanırken,
Sarı papatyayla, gözüm süslendi,
Aşk şarabı içip, ferahlanırken,
Gönül kapısında, sevdam beslendi.
Al yanına beni, bir demet eyle,
Kalbimin her atışısın, beynimin hür tapışısın,
Seni anmak bir duadır, seni görmek bir rüyadır,
Ciğerimdeki havasın, damarımda akan kansın,
Seni bulmak bir hayaldir, seni sevmek bir vebaldir.
Uzanan bir dost elisin, hayatımın bam telisin,
O samur saçlarının, tellerine vurulup,
Gül açmış gamzelerin, büyüsünde uyurum,
İncitmeye kıyamam, aşk gölünde durulup,
Okşayan meltemlerle, yavaşça savrulurum.
Karanlığı örten, karlar eriyor,
Bir şırıltı sesi, huzur veriyor,
Ortada gözüken, kuş yavruları,
O büyük aşk için, şarkı belliyor.
Eğilmiş saygıyla, selam veriyor,
Koşa koşa yanına, gelmeye çalışırken,
Kuvvetli çelmelerle, tökezlenir dururum,
Seni kucaklamaya, sevmeye alışırken,
Yanı başım da hasret, elimde kin bulurum.
Bütün düşünceleri, bu noktaya toplarken,
Şayet benden önce, veda edersen,
İnan bedbaht olur, çok üzülürüm,
Beni sensiz koyup, çekip gidersen,
İnan bedbaht olur, çok üzülürüm.
İsyan eder hakka, asi olurum,
Uzun bir kavağın, uç noktasına,
Ağzında taşıyor, saman çöpleri,
Azimle yaptığı, kuş yuvasına,
Nöbet tutar sokmaz, hain tipleri,
Her bir yumurtayı, özenle koyar,
Yasak diye beş harfli bir kelimenin,
Yıllarca kulu kölesi olmuşum,
Beni ben, seni ilk tanıdığım an değil,
Beni ben, seni kaybettiğim anda bulmuşum.
Yasak diye beş harfli bir kelimenin,
Bırakıp giderken, yaşlı gözlerle,
Kanayan bir yara, açtın gönlümde,
Kalbimi inciten, beter sözlerle,
Kanayan bir yara, açtın gönlümde.
Dağılmışım,
Solgun bir çiçeğin, yaprakları gibiyim,
Tutunmaya çalışıyorum,
Her bir şeye dört elle,
Ama beynimde bitirmişim,
Çaresizliğin çaresi diye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!