Sabreden derviş,
Işıldayan bir demir,
Altın tas da, huş şarap,
Bol çuvalda, tek kendir,
Aşk;
Boyutsuz küptür, denir.
Bir kıvılcım belirdi, o yemyeşil gözlerde,
Aşka davet ediyor, üstüne gün düşerken,
Doyumsuz bir arzu bu, yükseliyor seherde,
Kimi bedbaht kimi şen, içlerinden seçerken.
Ne garip vurur şavkı, derelerin üstüne,
Bir adım atarım, dizlerim titrer,
Yüreğim hızlanır, ritim tutmakta,
Günlerle beraber, solan ümitler,
Zaten geç kalmışlar, fala bakmakta.
İkinci adımda, takat tükenir,
Bu gün gülüp geçiyorken, eski oyuncaklara,
Bir hava yakalarım, ruhumu serinleten,
İmrenerek bakarım, güzel yavrucaklara,
İstikbale koşarım, mutluluk biriktiren.
Yeni baştan yaşarım, bütün mutlu günleri,
Bir ağacın altında oturmuşum,
Önümde ışıklarla süslü bir havuz,
En uzak noktasında yar,
Bu diyarlar benliğime dar,
İnan ki hem de çok dar.
Gönlümün sultanısın, bu pejmurde ömrümde,
Nasıl geçerse geçsin, önemi yoktur artık,
Doldurup taşısalar, pırlanta bir zenbilde,
Anlamaz garibandır, bu biçare yaratık.
Bu yufka yüreğim, nasıl dayanır,
Şu fani dünyanın, riyalarına,
Mahcuptur gözlerim, hemen sulanır,
Ağlarım sevdanın, yalanlarına.
Hafızam almıyor, aklım karışık,
Çok uğraştım unutup, yeniden sevmek için,
Sarayları terk edip, yaşanırsa zindanda,
Dönüşsüz olacaktır, buralardan gidişin,
Bırakmıyor bu sevda, gölge gibi arkamda.
Kurtulmaya gayretim, boş bir çaba oluyor,
Işıklar altında, karanlık dünyam,
Bir mumun dibine, tüneyemez ki,
Erişilmez oldu, şu küçük hülyam,
Canı çektiğinde, sevişemez ki.
Gücü yetmez olur, garip yüreğin,
Bir gecenin zifiri karanlığı,
Aya küsmüş gönüllerin rengidir,
Her yürekte sevdaların varlığı,
Çekilecek çilelerin dengidir.
Her gündüzün güneşli aydınlığı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!