dudaklarımdan düşmez
bu eskittiğim Endülüs şarkısı
bilmem ne zaman dilime düştü
ne zaman çınladı kulaklarımda
belki bir şalın dalgasında
kırmızı bir gülüştü
hayalet korsanların kaçırdığı,
gizli bir hazinedir aşk.
daha kapağı bile açılmamış,
içine bakılmamış,görülmemiş.
ışığı kör edicidir gözleri
Odessa bırak ellerimi/soğuk
ısıtamazsın yorgun bedenimi
gözlerim kör/sesim kısık ve boğuk
sayamadım bendeki benlerimi
Odessa bu kaçıncı gece/yalnız
sabahın görülmeyen karanlığında,
ruhların titrediği vakit ortaya çıkar yalnızlık.
sonra, suların diplerini kendine mesken eder,
hiç çıkmamak için yemin etmiştir sanki oradan.
ama yengeçlerden rahatsız olur herhalde..
kaçar oradan arkasına bile bakmadan.
sana bıraktım gökyüzünü
tüm şehir senin artık/git
tüm tanrılarını al götür
kalsın yalnızlık
ve deniz ve gel-git
sen üzülme! .
sen üzüldükçe
ben yanarim köz olurum
yüce daglardan çig düşer yüregime.
sen üzülme!
sen üzüldükçe kalbime bir biçak saplanir,
kar mi yagdi yollarina?
yollari mi kapandi sevginin?
neden ulaşamadi hala sana?
önünü mü kesti nefretle hasret?
yoksa...yoksa...onu sen mi kovdun?
kapi dişari mi ettin?
yıldızları da al yanına
söndür lambaları
bu gece hüzün ve ben yalnızız
sen gelme yanıma
bir haber sal şu aşığa
ay çıksın
yıllar hesap soracak benden.
dönüp baktıracak beni arkama.
kurulacak bir mahkeme benim için;
savcıda, hakimde,mübaşirdeyıllardan taraf...
bir avukat tutma hakkım bile olmayacak.
sorular ardı arkasına gelecek.
aç karnına sigara içmeyi ve
soğuklarda aylak aylak dolaşmayı
oğretti aşkın.
geceleri yatmamayı sabahları kalkmamayı
bir paket sigarayla
dost olmayı öğretti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!