Zemheri bürümüş düşleri diz boyu
Kalem şeref, mısralar şairler soyu
Yüzerek mi? Var geç arşımdaki suyu
Kubbesi sarsıla bir yük çöker gibi
Şad olmaya bugün, metanet günüdür
Günlerim gün değil mevsimim sonbahar
Ömrüm geçti gitti soldurdum gülümü
Hicran döker cânım aninca seni yar
Ömrüm geçti gitti soldurdum gülümü
Ataslarda kaldım üşürüm gün be gün
Gittiğin yollardan bana selam mı var?
Gönülde konaklanan bir mekan mı var?
Hasret sabahı güneş doğmaz gözlerde
Yavuzca fethedilmemiş cihan mı var?
Kapılar kapandı yüreğim köz oldu
Akça kanadından gümüşi bir tel düştü
Yardılar göğsün ektiler korku ve şüphe
Kızıl ve darı saçlarına bir yel düştü
Etin kemiğin kardılar kan vurdu veche
Felek bugün bizi talân eyledi
Vurgun yedi yüreğim
Önce gözlerin savurdu gönül ayazını
Fırtınalar düşürdü yanaklarıma
Matemin gölgesidir yüreğim
Kanayan güldür geceleri
Gözlerim
Dost açma yaraları derinden, yaram sızlar
Sorma nedendir; yeri taze, zulümdür yükü
Eylemem şikayet sana, gam olsun örtüsü
Dost, sarma bagrina, ahh elleme yaram sızlar
Bilmezem ses kimden gelir hicazkâr güftesi
Köpekler kaplamış sokakları düğüm düğüm
Yıkılmış bedenler, kahpe pusudur gördüğüm
Mahsun kalmış yürekler, umutlar kördüğüm
Şehadete yürüdün kaygılanma yiğidim
Selam götür vefasız yurttan uçsuz diyarlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!