son yağmurlar ki
artık yorgun yağıyorlar
yine de ışıldıyor yıldızlar
ve kar türküleri dağlardan dağlara
ve köpük köpük buğusu denizlerin
bahar geldi
gözlerini yakından görebileceğim artık
şanslı bir sabah yanımdan geçeceksin
selâmlayarak
hattâ gülümseyeceksin ışıtarak tüm mahalleyi
talihime yanmadan damıtacağım aşkımı gözlerinde
gün doğuyor harabelerin üstüne
puslu geceye inat
ki hiç bitmeyecek sanmıştık
mert kandilleri söndüremeyen rüzgâr
denizle sarmaş dolaş
ve yalnız limanın göğsünde patlıyor dalgalar
tekerrürü yok hayatın
onu yaşanası kılan da bu
düşünceler avurtlarını çökertebilir
duyumsayabildiğine sevinirsin böylece
yara alabiliyorsan
bekçilerin arasına karışmadan
ırak yakınlardan gelen kes(k) in bir çağrı
yankılanan zirvelerde
yığınların istikrârından kopup
dâvete icâbet gerek
buğulu bir esrime ânında
içten putları bir bir yıkan günâh ateşi
beton bozkırının evlâtları kızmayın ona
süzülmüş benzine bakıp da lânet okumayın
gözlerden ırak olması sizin hayrınıza
bilseydiniz eğer
bir dilek tutun
yıldızların gün ışınlarıyla silindiği
alacakaranlık sonrasına yaklaşıyoruz
dünyanın burası ve ben
üzerimden attığım ölü toprağı
mısır çöllerinden gelme
firavunlarla son bağım
yumruklar konuştu dün gece
avlunun ardındaki karanlıkta
teke tek
sebebi vardı
ve çok önemliydi
uğrunda dövüşülecek kadar
köpek sesleri duyulur oldu yeniden
ne güzel üç gündür unutmuştu
ama onlar unutmamış
peşindeler
ay beyaz
bulutlar beyaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!