Ali'nin Sırrına Akıl Erdi mi? Şiiri - Yo ...

Uzun uzun yıllardır İslam topraklarında kan akmış. Neden? Neden Müslümanlar mezheplere bölünmüş? Neden temelde bir olan inancın farklılığı doğmuş yavaş yavaş. Dünya dinler tarihinde her dinin kurucusuna misilleme yapılmış, kurucunun büyük otoritesine sahip çıkılarak dünya malına göz dikilmiş, dinin otoritesi ele geçirilerek topluma hükmedilmek istenmiş? Günümüzde bu parçalanma binlerce fraksiyona ayrılmış her bölünme ana bölünmeden uzaklaşarak insan sevgisi, yaradan ve yaradılış sevgisi yerine imam dediğimiz kendini peygamber niteliğiyle donatan kişilerin, cemaatlerin eline geçmiş. Bunun tek nedeni dinimizin anlatımı, yazımı, tefsiri ve diğer uluslar tarafından yanlış yorumları su yüzüne çıkmasın diye 1400 yıl önceki uygulamanın aynen devam ettirilmesi adete bu büyük otoriter inancın gizlenmesine neden olmuştur. Günümüzde İslamdan başka bütün dinleri her millet kendi dilinde okuyarak anlıyor, yorumluyor ama İslam dini 'Arapça' uygulama zorunluğu yüzünden Araplar tarafından bile anlaşılmıyor Neden. Ben sadece mezhepler üstü İslamın özüne inanan, mezhepsiz ve laik Müslüman olarak sadece Allah'ın varlığına birliğine inanıp iman eden, şükreden sadece Yüce Allah'ın 'Doğru ol ya kulum' emrini geçerli gören, İslamın kan akıtmasına karşı duran, özellikle din kardeşinin kanını akıtanların en büyük cezaya çarptırılacağına inanan kişi olarak; yazdığınız methiyeyi sadece bir ilahi niteliğinde görüyorum. Ellerinize sağlık. İslam bir bütündür, mezheplere inansın ya da inanmasın tüm insanların Tanrı katında eşitliği söz konusudur. Elbette Muaviye'nin oğlu Yezid'i Yüce Allah cezalandıracaktır. Ellerinize sağlık.

Muharrem ayınızı kutluyorum. Bu güzel ve çok anlamlı şiirinizi gönülden kutluyorum...
Saygımla...

Pir geldin, pir de gittin, Ali’m sen bu dünyadan,
Senin sırrına akıl, ermedi ermeyecek.
Muhammet pek sevindi, sen doğanda anandan,
Ali'm sırrına akıl, ermedi, ermez senin.

Allah aslanım dedi, Peygamber kızın verdi.
Yobaz, cahil, münafık, ondan seni sevmedi.
Hayber kalesin yıktın, kâfir imana geldi,
Ali'm sırrına akıl, ermedi, ermez senin.

Haklıdan yana oldun, haksızın karşısında,
Senin gibi bir eren, kalmadı tüm cihanda.
Sen ayaklı natıktın, yani canlı kurandın,
Ali'm sırrına akıl, ermedi, ermez senin.

Ay ı ikiye böldün, ay sana tanık geldi,
Peygamber yüzüğünü, miraçta sana verdi.
Ali senin sırrına, hiç akıl ermez derdi,
Ali'm sırrına akıl, ermedi, ermeyecek.

Ben ilmin şehri isem, Ali kapısı derdi,
İnsan üssü bir gücü, Yaradan sana verdi.
Savaşta darda kalsa, lepbeyik Ali derdi,
Ali'm sırrına akıl, ermedi ermeyecek.

Bastığın topraklara, Fahri yüzün sürecek,
Dilerim ki ahrette, nurlu yüzün görecek,
Zayi olmaz inşallah, onca çektiğim emek,
Ali’m sırrına akıl, ermedi, ermeyecek.

Rızazade, inandı biat eyledi sana,
Darda kaldığım zaman, Pirim himmet et bana.
Zalim zarar vermesin, ölenedek bu cana,
Ali'm sırrına akıl, ermedi ermeyecek.

Günün anlamına çok şık oturan dizeleriniz için kutluyor, saygılar sunuyorum...

Muharrem ayınızı ve anlamlı ve güzel çalışmanız için kaleminizi kutluyorum sayın Fahri Bulut...

Pir geldin, pir de gittin, Ali’m sen bu dünyadan,
Senin sırrına akıl, ermedi ermeyecek.
Muhammet pek sevindi, sen doğanda anandan,
Ali'm sırrına akıl, ermedi, ermez senin.
---Fahri hocam sizi ve bu anlamlı şiirinizi kutluyorum saygılar.