Ali'nin kukla kolleksiyonu Şiiri - Akın ...

Çek futbolunun durmayan yapısına ve bir açık bulunca gol atıveren
şaşırmamak lazım kültürleri korumaya alan haline;
Kendini arayan, kendi içine kısılmış, iyi ki bari rüyaların gerçekleştirildiği adıyla yola çıkmış;
Amerika'nın rap'e, hardcore'a yöneliş haleti ruhiyesi bir yana, sanat tüketmeyip koruyanlarsa var her yönde hala.
Prag'a gittiğinde (ise,) Mozart Opera Binasını kök boyalarla mı restore ediyorlardı Ali,
yoksa sonradan mı öğrendin bunu;
nasıl ki Mozart ki daha dün gibi onun konser verişi orada,
işte öyle korumuşlar ve değerler restore etmişler ha?
Poyrazğolu'nun kukla kolleksiyonu,
8 bin dolara aldı birini, bir Çin kuklasıydı;
onbir bin dolarlıktı bir diğer satın aldığı;
sonunda evinden taştı sahaflar çarşısı o lokman hekim
ve ayrı bir ev tuttu binlerce sanat müziği ve pop klasiklerine
bu kuklalarıyla birlikte. Zor iştir zanaat, kooperatifçilik
bile şiir yazmış uzaylı uzaylı pek bir, Karaoğlan.
Ya diğer belediye başkanları ve büyükşehirciler ya Başbakanlar:
zibidi ah zibidi zibidyen,
Pek bir mağrur otururlar ve göllere benzin karıştırırlar,
Onlar, Boğaziçi'ne metalik heykelle dikmekle övünedursunlar;
yaptıkları büst, ne benziyor Atamıza ne de Lennon'a benziyor.
Sadece içi boş bir yapıdır kadınıyla erkeğini aynen kuşatmayan egoist tavırlar,
camiler bunu ne zaman anlayacak.

Ecevit'in şiire soyunuşuna, ancak sevinebilir Ali;
sevgiler çoğaldı, bilerek katliamlar azaldı diye.
(keşke her zatı kaymakam, uğraşabilse sanatın bir alanıyla)
Yüzünü tv'de göstermeye karşı geliştirdiği önyargı,
(gelmesi olası bir kültürel erozyona karşı bir madenci miğferi)
paylaşımına verdiği özenle sevgileri arttırışın;
yalnız dengelemiyor, ama durumu lehine döndürüyor da.
şaşmayacak eminim bu dediklerime,
burda kukla oynattığı gibi;
tek kukla kolleksiyoneri Türkiye'nin
Ve buradan, bu tarz yaklaşımlardan da bir sanat elçisi,
İngiltere kukla federasyonu'na ve oradan da
dünyaya bir asil üye

Sen, hiçbir şeyden pişman olmayacak bir adamsın Ali, insansın;
samimi ortamı bulunca söyleyeceğini söylüyor;
bu me alde,
geleceği planlama endişesi polemiklerine asla girmiyorsun.

Yahudilerin akınında 15.yy'da osmanlı topraklarına, demiş bizimkiler:
'Tıp verin, mühendis, doktor verin. Ey, köprüler kuralım ve kuleler olsun Dubai'
'Pekiyi' demiş diğerleri, makus gözükür bir tonda ama kurnazca, Yahudiler
(kendi dalını kesen kurnazlar kim ki hala da kesiyor bizim uyurgezerler?
Bu anlamda, Yahudiler pek de zekalarına alınmamalılar)
ve devam etmişler bölük (pörçük) diğer ağzın cümlesine, tamamlamışlar:
'ama bizim de bir şartımız var, kuklalarınızı kuklacılarınızı isteriz.'
Ne kadar tuhaf, kültüre, sanata verilen değer bile, biz buna şaşmamamız gerektiğini bildiklerimizde.
Keşke sadece matbaayı alsaydı da, kuklacılarını vermez olsaydı,
sonra, haklıca; burdan yetişen o kuklacı Yahudi ustaları, tüm bir Avrupa'yı sardı.
'Bırr! ' diyerek fazla ısındığı bir an aşkında, bir de Bırri çağırılmıştı
bir vakitler, adında onun tadı suyu hürmetine:
'En büyük kukla tiyatrosunu bizle kurdu yaratıcı, bizim doğuşumuzla birlikte'
13. yy'dan halk ozanı Bırri sesleniyor, Bırri Mehmed Dede, 1302 'Gerçeğin ardındaki....
... 'insanoğlu nadiren kukla da olabilmeli, bunu da yaşamalı
keyfini çıkara çıkara..',der Poyrazoğlu; püfür püfür rüzgarındaki denizin sürükleyen seni de kendiyle
İki kez yaşadı Ali, ikisinin de de iplerden asılıydıaşkta, ama keyfini getirdi.
'Bunu en samimi bir katsayı anında söylerim ben' dedi.

Ali Poyrazoğlu'nun kanaltürk'teki programa katılışının raslantısal seyri üzerine. şiirde geçen yer yer bilgi kırıntıları
onun ağzından hayatına dair olması anlamıyla

çift tırnaktakilerse, alıntılar (kişilerin ağzından, yer yer esneterek çünkü sözgelimi bırri hk.
bilgi bulmak zor ama aklımda kalanlarla)

halihazırda, gelişen şekliyle...