Bir sonbahar sabahı
adınla anılan bir mevsimin
ilk günlerinde ismini gövdesine
kazdığım kiraz ağacı
dökülen her yaprak
özleyen bir bakış
sımsıcak bir gülümseyiş
ve uzağı yakın eden
buharlaşmış hasretler
Yine parktaydı soluk benizli adam
avuçlarına koyduğu ekmek kırıntılarını
her zamanki gibi kuşlara pay eder
onları seyreder geçmişe dalardı
yangınlarla geçmişti ömrü, hep yalnızdı
ve o
eşsiz gülümseyişin
bir bıçak gibi kesiyor
bütün yalnızlığımı
yüzünde açan her karanfilde
hayalleri bulutlara yükleyip
sesinin buğusuna geldim işte
cam kırıklarına yaslayıp göğsümü
yüreğinin sesine geldim işte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!