Vakitsiz hesapsız dörtnala düşüp ardına
Her adımda yaklaştığını umarak
Ellerinin sıcağına ulaşamamak
Yağmur olup akmak
Kabuk bağlamış sensizliğime
Ateş olup yakmak
İçindeyken
Herkes aynı sen farklısın
Dedirten kadın
Denizinde ufak bir dalga olmak için
Okyanuslarca yaş döken kadın
En onarılmaz anlarda
Gerisinden başladığımız her eylemde öne geçmesini başkalarının sırtından yapmadığımızda gurur edinmiş oluruz onurlanmak ise geriye düşmeden görebilmeyi gerektirir.
Kaybettikten sonra kazanmaya değil yerine koymaya koşullandığımızdandır kayıplarımız, hep kaybetmeye doğrudur yolumuz, yolumuz bir iken çatallanmaya başladığı an yüce bir dokunuşla tanrılaştırılmış bir duyguyla dolarız bir anlık düşlerimiz vardır bol olasılıklı ama gerçekleşmeyecek bir ütopyadır içinde dönüp durduğumuz duygu sistemi. Gerçek bütün çıplaklığıyla gözlerinde dans ederken kapatıp göz kapaklarını boğulmayı kim ister? Kim olmayacağını bile bile umutlanmak ister yada kim gömülür kendi sevgisinin içine çıkmamacasına,zaman durur karar anı an devinir bilince ve artık ellerin yabancıdır kendine.
Başkalarının yaşamı, duygusu, düşü bir paçavradır atılacak ilk şeydir yüreğinden sana hissedilen senin olan sendendir kim yüceltti seni en düşkün anında kim ellerini tuttu buza kesmiş gözlerindeki heyecanı kim diriltti göremediğin düşlerini…
Hiç birinizin bilmediği size en çok söylenenden başka bir şey değilse aynaya baktığınızda koca bir çift gözden başka hiçbirşey çıkmayacak karşınıza zamanla bir bulanıklık ve ardından bakmak istemeyeceğiniz rastgele kesilmiş bir gökyüzü parçası gibi olacak başkalarının yüzü ne gökyüzü ne yağmura sinmiş toprak kokusu alıkoyabilecek seni istikametin bellidir, gözleri bir anlam bulabilmek için etrafını kollayan anlamını çok gerilerde bırakmış, yanlışları karara bağlamış gardiyanlar diyarı, hükümlüsü kayıp, hükümsüz birer gardiyan birbirini görür ancak başkasında arar kaybettirdiklerini.
geceler sağıltmışım ayın göğsünden
kanatmışım yarattığım düşlerimi
yüzünden gülüş almışım
elimi saçlarına
yüreğimi rüzgarına takmışım
sesim mahkum uçurumlarına
Ansızın parçalanır zaman
Akrep yelkovanı terk edip gider
Öksüz kalır beklemeler
Doğa çaresiz bakınmaktadır
Tanrı bırakmış kullarına dokunmayı
Aşklar terk etmiş demlenmeyi
Silüeti gözlerime sinmiş
Yokluğu sevdanın
Yollara
Ayrılığa
En onulmaz yaraya
Göğüs gerer de kalbim
ve yoksun
soğuk bir savaş başlatıyorum
dünyaya tek başıma
bunca fahişenin
bunca aymazlığın
üstesinden gelinir de
aşk
yıllanmış bir fahişedir
yokluğunun eskittiği bedeninin
iştahla kucaklanmasını ister
aşk
tezatların karmaşası değildir
umuda dair yarattığın
ne varsa
kanatlansın saçlarında kırlangıçlar gibi
gözlerin gözlerime güldükçe
bebekler ağlasın düşlerimde
dudakların dudağıma değdiğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!