(Türk – İslâm büyüğü 5)
ALİ KUŞÇU
On beşinci yüzyılda dünyaya gelmişti,
Babasının adına Muhammed denirdi.
Semerkand’ta doğdu diye söylenmektedir,
Asıl adı, Alaaddin Ali bilinir...
Babası Uluğ Bey’in Doğancıbaşısı,
Bundan dolayıdır ki “Kuşçu” anılması.
Kâdızade-i Rûmi’den dersler almıştır,
O devrin alimleri içinde yaşamıştır...
Kirman’a kaçıp orada kitap yazmıştı,
Tusi’nin eserlerini tercüme yaptı.
Tusi’nin “Şerhu’t-Tecrid’i”ni neşretmiştir,
Bunu Ebû Said Han’a takdim etmiştir...
Kuşçu, tekrar Uluğ Bey’in yanına dönmüş,
Risalesini sunarak afta bulunmuş.
Uluğ Bey onu, Çin’e göndermiştir,
İlim adamların önünde diz çökmüştür...
Dönüşünde yüzölçümünü hesap etmiş,
Meridyenin hesabını da geliştirmiş.
Uluğ Bey öldürülünce hamisiz kalır,
Timurlulardan ayrılıp Tebriz’e varır...
Akkoyunlu Uzun Hasan ilgi göstermiş,
Fatih Sultan Mehmed’e elçi göndermiş.
Padişah, onun ilmine hayran kalmıştır,
Ali Kuşçu’yu sarayda ağırlamıştır...
Ali Kuşçu’da, Uzun Hasan’dan ayrılmış,
Fatih Sultan Mehmet törenle karşılamış.
Bin dört yüz yetmiş üçte, sefere çıkılır,
Fatih, Ali Kuşçu’yu yanına almıştır...
Ayasofya’da müderris, sefer sonrası,
Böylece başlar astronomi çalışması.
Matematik üzerine yoğunlaşmıştır,
Kuşçu, İslam’i ilme canlılık katmıştır...
İstanbul boylamı atmış değildir demiş,
Elli dokuz derece olduğunu belirtmiş,
Enlemi kırk bir derece on dört dakika,
Böylece net bilgi sunmuştur İstanbul’a...
Fatih Camii’nda bir basitesi varmış,
Bin dört yüz yetmiş dörtte ruh tenden ayrılmış.
Kabri, Eyüp Sultan Türbesi yanındadır,
Mirim Çelebi onun güzel soyundandır...
Risale; “fi’l-hey astronomi”yi anlatır,
Kütüphanelerde de nüshaları vardır,
Fatih’e hitap ettiği var risalesi,
Medreselerde de hiç aksatmazmış dersi...
Pek çok eserini insanlığa sunmuştur,
Din, dil ve fen üzerinde dahi olmuştur.
Kelam ve Usul-i Fıkıh’ta eser verir,
Devrin alimleriyle de sohbet etmiştir...
İlmi, Allah aşkıyla kaleme almış,
Her gittiği yerde de saygıyla anılmış,
İlim yolu ondan bizlere miras kalmış,
Hakk aşkıyla ilim yolu güzel yiğidim...
Deme sakın, Ali Kuşçu’dan da bana ne,
Bakın asra, konuşulur mu alimane,
Çıkar sevdasında olmuştur bu zamane,
Hakk aşkıyla ilim yolu güzel yiğidim...
Alimler saygı görürlermiş devletlüden,
Zarar gelmez, alimlere hürmet etmekten,
Asırlarca büyük olduk biz bu yüzden,
Hakk aşkıyla ilim yolu güzel yiğidim...
Basitesi: Güneş saati.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 20.9.2006 18:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdullah Yaşar Erdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/09/20/ali-kuscu.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)