Ali Kenan Erdem Şiirleri - Şair Ali Kena ...

0

TAKİPÇİ

Ali Kenan Erdem

Nefes alır gibi, tutkun ve hisli.
Sokaklar birleşti yolumu kesti.
Ebede atacak oldum imzayı,
Gündüzler susup,tarih bana küstü.

Sancaklar salınır geniş göklerde,

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Bulutlara sor yüklerini.
Pamuk gövdelerinde neden beyaz taşırlar.
Dağlara arkadaş, ıssızla sarmaş dolaş.
Çok mu dertlidir bulutlar.
Durmadan ağlaşırlar.
Rüzgarlar estiğinde.

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Gönül yolları kıvrım kıvrım,iner düze yokuşlar,
Bazen bir rüzgar eser, bazen yakar güneşler.
Sen mi gördün acıyı, sana mı bu yakarışlar,
Ağlar neden gözlerim, neyi arar bakışlar...

Acıma,

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Gideceksen bir sabah alacasında usul ve sessiz
Bendeki anıları alda git, bırakma beni nefessiz.
Yok illa gideceğim diyorsan, gönül göllerim ıssız.
Ayasofya Sur dipleri ermişliğimi alda git habersiz…

Ben senden yağanlardan, inan bıkmadım

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Her insanın bir terazisi olmalı.
Yummadan gözlerini, uykuya dalmadan,
Tartmalı kendini, öbür gözünde dünya.
Günlük hesaplardan kurtulup,
Yarına tertemiz ulaşmalı...

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Ne acelen vardı...
Hurma dallarından indin de neden attın kendini kara toprağa.
Oysa bak gün yüzlü hurmalar dallarında.
Kapındaki asmanda üzümlerin solmamış daha.
Odanda çiviye astığın şapkandan kokun uçmamış.
Gitmemiş sıcaklığın ahşap darabalardan.*

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Dün seni düşündüm gene,
Her gün yaptığım gibi ritmik bir düş,
İçime dolan sıcaklığını duydum, sükün yayılan ruhumda,
Rüzgarlar senden estiler, gönlüme dolarken esinti.

Düş pınarları nasıl çağlar bilirsin,

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Günahsız düşlerime neden bu hicran.
Akar dururken kendi mecramda.
Taşmam, çamur taşır deryaya küçüğüm.
Taşmam beni bitirir.
Zırh kuşandım gövdeme tersi ve düzü aynı.
Şiir sardım kollarıma,

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

İnsanoğlu dünyaya ağlayarak gelir. Giderken de ardından ağlatır sevenlerini. Ağlamak insani bir olgudur. Ağlamadan korkmamalı insan, ağlanacak olmaktan korkmalı.
Ağlamak zehri dışa atmaktır. Her ağlayanı mutsuz sanmamak gerekir. Kimi mutluluktan ağlar, kimide hüzünden. Ağlamak bir boşalmaksa, bunun birde dolması olmalıdır.
İnsan gönlü bir göl gibidir. Göller bir sürü kaynaktan beslenir doğal olarak. Kimi duru pınar sularının serin hallerinde vücut bulurken, kimi de bulanık sel sularına kucak açar. Bir göl için duru sulara kucak açmak neyse, bulanık sulara da mecralık etmek o olmalıdır. Göl olmanın, mecra olmanın ceremesi budur beklide.
Ağlamak boşalmaktır ancak boşalmanın uygun mecralarda olması ağlamayı değerli ve asil kılar. Yersiz ağlamak ya da gözyaşı dökmek hem sizi mutsuz kılar hem karşınızdakini usandırabilir. Yerinde ve dozunda dökülen gözyaşı belki bir sürü cümleden daha etkilidir. Daha da can alıcıdır.
Hayatımızda gözyaşına yer vermeyi bilmeliyiz. Zira hüzün İnsanın doğasında yer alan en temel yapı taşlarından biridir.
Gözyaşı göz pınarlarını besler ve gözlerimizi korur. Gözlerimiz dış dünya da, bizi ele veren his perdelerimizdir. Hani bir güzel gördüğümüzde gözlerimizle akıtırız hissiyatımızı, bir göz çakışması yaşarız, göz gelenine gir diyen ana kapı gibidir.

Devamını Oku
Ali Kenan Erdem

Sus, artık.
Bir düş, sabah öttüğünde bozulur bir horoz gagasında.
Her his bir gün bulanır elbet.
Dağlara çöken bulutlar yeşil otlara cise düşürüp,
Gün ışığı tan yerini boyarken sarıya.
Bir serçe kanat çırpar, seherin serininde gökyüzü ufka gebeyken.

Devamını Oku