Sümerde yazılmış bir tablet işte dünya
Yılan kapmış ölümsüzlük otumuzu
Gayrı bundan sonra
Ne küçük bir çocuk aklından tanrının ellerine sarılmak var
Ne okyanus abisleri ne çöl
Ne de o büyük iddia
Rüyamda kalbimdeydim
Duvarlar çivi resimlerle
Ve daha dün ısındığın ateşin külleriyle dolu
Resimler.....
Gidiş dönüşleri anlatan
Bir nehir, yakın yaşadığın,resimlerini boyadığın
Gözlerin
Semaya gerilmiş mahya içimde
Ve ben her akşam dönerken kendime
Okurum ışıltılı gözlerini ay ışığında
Onsuz yaşayamazsın
Mutluluk orda diye....
İstanbulda bir gecekonduya
Yaz sonu kılavuzu kurnaz
Yedi kaz kondu
V şeklinde olmasa da
Vapurla gidince
Kısa bir yoldu atalarını sömürenlerin diyarı
Hayal dolu heybeleriyle
Kaderleri bir süreliğine şeytana emenet yedi mülteci
Yandılar...
Ne yavrularına ne de dünyanın haline
Umut yaktı onları.
İstanbul mekan oldu..
Hapşurdu biri
Yer yamuk allah dedi diğeri
Eksen dedi beriki eğik yamacı
Döndü başı hapşuranın
Durdu kalbi çalıştı
Bilime inan dedi öteki
Bir tufan daha olacaktı yarına
Nuh 'un torunları
Aşkı,sevgiyi,barışı
Almadılar gemiye
Kin nefret ve savaş yalnızlardı gemide....
İçki içmişti ubeydullah
Tarihi ve dini nü yü yasaklamışken
Neden edip içkiyi kendine
Çizdi bir nü hayaline
Edep yerlerine verirken derinliğini
Kapı çalındı
Bir kıyamet bir insan güruhu
Linç nedeniydi bu
Uzun uğraştan sonra
Buluverdi evlilik cüzdanını
Bakıverdiler karısı,dağıldılar kapıyı açık koyarak
Ubeydullah
ikilemlerine çıkmazlarına küfretti
Düşlerini düşlerine salmaktan vazgeçti
Özgürce düşünebilirdi mahremiyeti...
Yavrum,
İlk sözcüklerin tesbihim benim
Çeker yad ederim seneler boyu
Gülüşünü ömrüme katık eylerim
Sevinirim gayrı yaşadımdeyi...
Çok eski olsak çok eski
Nükleer olsan sen kütle çeksem ben
Savrulsak soğusak yuvarlak
Ben ısıtsam sen kolun açsan
Çok eski olsak çok eski
Ağlamaya kırpma kirpiklerini
Erir gözlerin kehribar gibi
Ver, ver ki kırmızısını dudaklarının
Ne gözlerin ağlasın ne canım yansın..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!