Sen geldin aklıma, her nedense bilmem,
Belki sevgi, belki aşk, belkide özlem...
Derin saygı duyduğum bu ne kuvvetki
Seni bana getirmiş, bir rüya sanki.
Tutmak mümkün değil yaşardı gözlerim
Gizlemekten olsa sığmaz oldu içim.
Bir gül düşünün,
şöyle yirmi, yirmibeş yaşlarında;
sanki dolunay saklı
uzun ince kaşlarında…
Bu gül,
Ondokuz yıl içime sinmiş
Havası, kokusu, suyu
Memleketimin...
Tam ondokuz yıl boyu kucaklamışım
Toprağını, taşını tane tane
Memleketimin...
İçmek istiyorum,
Mazide kalan hatıraların şerefine.
Elimde yarılanmış şişem,
Masam mezesiz...
Soğuk odamda yalnız,
Dertlerimi değil,
Kapağını bir gül süslesin, sarı
Miniminnacık olsun sayfaları.
Gündüz, peşinden gelen gölge gibi,
Gece, başaltındaki yastık gibi,
Her günün, her dakikanın sahibi
Bir şiir kitabın olmak isterim.
Ne mevsimler geçti aradan
Seni özledim, Saba...
Yaz geldi geçti,
Bahar geçti, kış geçti
Bir hasretim geçmedi, Saba...
Anacığımı anımsadım bu akşam
Hıçkırıklarla dopdolu kulaklarım
Bana bakıp ağlıyor kutsal varlığım
Anacığımı anımsadım bu akşam
Öksürük sarmış beni sanki bir tufan
- I -
Daha benim yaşım yedi, baba
Ne yol bilirim, ne köy, ne de kasaba
Bir açlığı bilirim çok şükür,
Bir de midemin ağrısını...
Ben masal, hikaye diye
Ne aşka inanırdım, nede sevgiye.
El ele tutuşup
Yaz, kış, bahar,
Gecenin geç vakitlerine kadar,
Sarmaş dolaş gezenlere nitekim
Gel bu sanatı sen tamamen bırak
Desem sana n´olur kızma kardeşim
Gönül isterdiki hepsini kırak
Camları silmekten bıktık kardeşim
Bilirsin Necmi´yi iyidir huyu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!