Ahh İstanbul
Şehr-i müstesna
Yalnızlık biriktirmiş kaldırımlarına
Sultan Ahmet'te bir kaç genç
Yağmurlu bir güz sabahında
Türkmen Dağı gibi
Otobüsün camları karanlık,
Gelecek günler de karanlık biliyorum..
Buharlı camlara şiirler yazıp,
Senden bir müjde bekliyorum..
Biliyorum soğuk bu şehir,
Bir gün gözümü açtığımda;
Savcıların şehit edilmediği,
Özgecanların tecavüze uğramadığı,
Oy için kırk takla atılmayan,
Üç kuruşa vatan satılmayan;
Değer versen tepene çıkar, inmez
Yüzüne vursan sana surat asar, gülmez
Çok konuştuğuna bakma, kara cahil, bilmez
Kim diye sormayın bana iyi, bilir kendini.
Karşına alsan konuşsan, iyi kıvırır Asena'dan
Ey masum Anadolu
Ponturun yama dolu
Evlerinin sağı solu
Burcuca tezek kokar
Lastik babıç ayağında
Verdiğin sözler hep gitmiş,
Yazdığım şiirler duruyor mu?
Kanayan bir yaran vardı dinmiş,
Kanattığın yaraya bak duruyor mu?
Gözlerine kaç namert gözü değmiş,
O güzelliğin hala duruyor mu?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!