Mecnun gibi yolu çöllere düşse
Ferhat gibi aşka, dağları delse
Kerem gibi yansa dumanı tütse
Savrulur külleri katar can cana.
Afrodit misali tanrica olsa
Bu ayrılık yetti cana,
Acı veriyor insana
O, dünyada bu dünyada
Gönül dost dan ayrılır mı?
Kapılmasan boş havese
Kılıç sallayanlar kankan tutanlar
Niçe imparator, nice sultanlar
Dünyayı fetedip hakim olanlar
Malsız gitti arkasında bıraktı.
Söz verip de ikrarından cayanlar
Yaş görmesin güzel gözün
Buna dayanamaz özüm
Kara bahtı ikimizin
Sanki biraz döner gibi
Uzakta Baba yurdundan
Başı dik olmalı yüreği açık.
Sevmeli kendini önce,
sonra herşeyi
Doğaya aşık olmalı
Toprağı ana gibi sevmeli.
Çiçekler yetiştirmeli saksılarda.
Bir gün olur beni gömek istersen
Yüreğinin derin yerindeyim ben
İstediğin yerde görürsün beni
Belki gözlerinin ferindeyim ben.
Bazen bir çocuğun sevinçlerinde
Kesti merhabayı selam göndermez
Beni görüp yüzün öte dönen dost
Yüreği taş kasmiş sevgi barınmaz
Vey beni de kandi gibi sanan dost.
Uçurtmamı salıverdim sema ye
Hadi git seheryeli benden önce varırsan
Sevdiğimi söyle, hasretimi anlat.
Sen anlatabilirsin belk ki?
Ona de ki çekti beni içine, solumazcasına
Sana doymak için, senin yerine, sarılır gibi sana.
Eğer var ise parası
Artıyor şöhreti şanı
Kimsesiz yetim hakkını
Yiyenler de bey sayıldı.
Tok olan acı ne anlar
Efil, efil esen bahar yelleri
Nazlı yari görürmüsün akşama?
Senden bile kıskanırım cananı
Deli esip yanağını okşama.
Değme saçlarına çile görmesin
Çok güzel bir şiir kutlarım saygı ve selamlar efendim esen kalın