ALİ GÖZÜTOK VE GÖNÜL IRMAĞINDAN
ANŞOYAD’da ilk karşılaşıp tanıştığımız anda, içimde hissettiğim sıcaklığın etkisiyle ve sohbetler ilerleyip birbirimizi tanıdıkça, kendi yaşantımdan pek çok sayfalar buldum Ali Gözütok’un yaşamında.
Benzer bir coğrafyadan, benzer bir yaşam tarzından, aynı zorlukları aşarak, aynı sıkıntı ve sevinçleri yaşayarak gelinen bir yolculuk. Burdur kırsalı, yoksulluk ve hep zorluğu dayatan bir başlangıç, bir çocukluk.Ve tüm bunlara rağmen okuyup, o ortamdan çıkabilmek büyük şans. Arkasından da, cehalete karşı açılmış ve ömür boyu süren bir savaş. Öğretmenlik, emeklilik ve Antalya’da, Anşoyad’da (şiirde) buluşmak ortak noktalarımızdı onunla.
Anlaşılan aynı şeylere takılmıştı kafalarımız; ve emeklilikte de sürüyor aynı uğraş. Yoksulluğa, sefalete ve cehalete karşı uygarlık savaşımızı, ben serbest şiirle, o hece vezniyle vermeye çalışıyoruz.
Yazıma her ne kadar ortak noktalarımızdan başlasam da, Ali Gözütok’a edebi kişiliğini veren, şiirlerine uhrevi bir zenginlik kazandıran ve onu başkalarından ayıran unsurların başında, aldığı dinsel eğitim gelmektedir.
Pek çoğumuz dünyayı fiziksel, bilimsel yani maddi boyutlarıyla anlamaya, kavramaya çalışırken, Ali Gözütok’un bir ilahiyatçı olarak onu, ruhsal ve manevi boyutlarıyla da değerlendirme olanağı vardır.
Ama bu durum maalesef çoğu zaman, çoğu insanda bir dezavantaj gibi çalışmaktadır. Yani manevi dünyayı biliyorum diyenlerin çoğunun, maddi dünyayı bilimsel ve objektif olarak algılamalarında hep sorunlar vardır.
Adı Vaiz: Cehennemde ateş yakar /Söndürmeden kütük atar
Günahkarlar orada mı / Dönüp dönüp ona bakar
Oysa Ali Gözütok, maddeye maddi bir gözlük, manaya da manevi bir gözlükle bakmasını bildiği için, bunların ayrım ve birleşme noktalarını iyi saptayabildiği için, yani sapla samanı karıştıranlardan olmadığı için, ilahiyatçılığı onda artı bir değer olarak, yaşamına, duygularına ve yazılarına yansımaktadır.
Özellikle şiir, tanımlara sığmayan, madde ile sınırlanamayan, maddi ve manevi tüm alanlarda ve en üst düzey bir duygu olarak dolaşan bir etkinlik olduğundan, her iki alana da hakim olmak sanırım önemli bir avantajdır Ali Gözütok’ için.
Sonuç olarak, Ali Gözütok engin bir bilgi birikimine sahiptir. Üstelik sahip olduğu bilgilerin pek çoğu, okuyarak anlatarak veya dinleyerek edinilebilecek bilgiler de değildir. Bazı bilgileri edinebilmek için, onların yaşandığı dönemin ve ortamın içine doğmak, ve onları yaşayıp onlarla yoğrulmak gerekir.
İşte bu bakımdan da Ali Gözütok, 1930’lu yılların, Anadolu kırsalında çimlenen çılız bir tohumdur. Susuz, besinsiz bir yamaçta, ayrıkların ve yaban otlarının baskıladığı atmosferde, dikenlerin pıtrakların içinden, inadına bir yaşam savaşı vererek, başını çıkarıp güneşe ulaşmayı başaran ender çiçeklerdendir. Çünkü aynı ortamda güneşi yakalayamadan yok olup gidenlerin sayısı, sayılamayacak kadar çoktur.
Bu bilgi, bu zor şartlarda kıt kanaat idare ederek hayatı idame ettirme bilinci; bu bilgideki mücadele etme ve başarma azmi, bu başarıda kendiliğinden gelen kendine güven duygusu, bu başarı ve güvenin engellenemez coşkusu, hemen hemen tüm şiirlerinde az veya çok, bir biçimde kendini hissettirmektedir.
Ayrılık saati: Belli etmem sana, kederimi acımı
Kendi kendime çekerim, hasret sancımı
Hayalinle yaşar, onda teselli bulurum
Yeter ki sen mutlu ol, ben sensizde olurum
Ali Gözütok edebiyatta kendisine uğraş alanı olarak; ölçülü, vezinli, hece şiirini seçmiştir. Geriye dönük yaşadığı sınırlı olanakların sağladığı, ölçülü ve fakat çevreyle, madde ile mana ile uyumlu bir yaşam felsefesinin yansıması gibi. Ama şöyle de diyebilirsiniz; mutlaka öyle olması gerekmez bu bir tercih meselesi.
Tabii ki olabilir. Ama Ali Gözütok, Kur’an’daki Şuara suresini açıklayan bir konuşmasında, Kur’an’nın gerçek anlamda şairlere ve şiire karşı olmadığını belirterek: “Kur’an, zaten kendisi bir sanat eseri, bir şiirdir” demektedir. Olaya bu yönüyle de bakıldığında Ali Gözütok’un heceyi seçmesinin tesadüfi olmadığı görülür. Çünkü, Kur’an’da da ölçü, ses ve söz uyumu çok ileri bir düzeydedir.
Uzaklarda bedenin, yakınsın manen /İnsanlığa açıktır, her zaman hanen
Kabe’den temizlendi,yok oldu Sanem /Adı güzel Muhammet,bayramım sana
Ben olaya kendi şiirlerimdeki serbest yazım tarzı açısından baktığımda, hece şiiri: duygu ve düşüncelerime sınırlamalar getirdiği için, duygularımı anlatmaya yeterli gelmemektedir. Ya da, belki de ben bunun için yeterli çabayı göstermemişimdir, yani ben yeterli değilimdir. Ama hece şiiri, güzel yazanın elinde, bir İbrahim Çallı, bir Şeker Ahmet Paşa tablosu gibi uyumlu ve parlak renkler yansıtırken, başarısızlığı ise çok bayağı görünmektedir. Bu yüzden hece şiiri okurken oldukça seçiciyimdir.
Çünkü, şairlerde hece sayısını denk getirme tutkusu, şiirin estetik yapısına baskın gelmekte; zorlama, basma kalıp kafiyelere, gül-bülbül gibi binlerce yıldır milyonlarca kez tekrarlanan sözcüklere, en iğreti biçimlerde yer verilmektedir. Hatta bazen, her aşk şiirinin içinde gül, bülbül ve mecnun gibi sözcüklerinin geçmesi halinde, sanki şiir kendiliğinden güzelleşeceği zannedilmekte; yerinde kullanılmayan sözcüğün şiire eksi yönde katkı sağlayacağı fark edilmemektedir.
İşte Ali Gözütok’da hece, böylesi bir zorlama değildir. Onun şiirinde, monoton takılmalara ve bunaltıcı tekrarlara yer yoktur. O hece şiirinde, serbest şiir kadar rahat olup, şiir arkasına bakmadan akıp giderken; insanı sıkmadan, usandırmadan, peşinden sürükleyip götürmektedir.
Mezar:Basit bir yapısı var /Tavanda kapısı var /Çıkışı yok bir daha
/İmzasız tapusu var
Bizim nesil, bugüne göre çok dar, çok zorlu ve çok mücadeleli, çok çileli bir yoldan geliyoruz. Pek çok deneyim birikimimiz ve söyleyecek çok sözümüz var. Belki bizden öncekiler de bize göre böyleydi. Ve bu yüzden şiirimizde öğretmenlik ve verilen uygarlık savaşıyla ilgili mesajlar öne çıkıyor.
Arayan Bulur: Yorulan azgın nefis /Sakinleşir durulur
Yükselir dağlar gibi /Kendini nurda bulur
Ali Gözütok’un şiirlerini incelediğim zaman da gördüm ki, bu savaş; gördüm ki, anlam ve mesaj; aynen kendi şiirimde olduğu gibi, onun şiirlerinde de ön plana çıkmakta. Bilmiyorum şiirlerimiz daha ileri gidebilir mi; yaşam tarzı ve temel felsefemiz haline getirdiğimiz bu mücadele ruhunun kamuflajından biraz kurtulabilirse.
Yani anlamı biraz daha geri çekerek, şiiri biraz da, salt şiir olsun diye yazarsak, bilmem ses ve ahengi daha yukarı çekebilir miyiz?
Ve bir de evrenseli daha yukarı çekebilmek var, bazı şiirlerde. Biliyorum ne dini ve ne de milli bir taassup içinde olmasanız da, millet-devlet boyutundan tamamen kurtulup, insan ve evren boyutlarını daha fazla yakalamaya çalışsak, yaptığımız işi, daha çıkarsız ve çok daha soylu bir noktaya taşıyabilir miyiz?
Çünkü görüyorum ki, tasavvuf yönü ağır basan, insan ağırlıklı, doğal ve evrensel yaklaşımlı şiirleriniz, herkesin kendi gönül ırmağında, engin bir yolculuk özlemi yaratabilmekte ve ruhlarımızı Yunus’un sevgi dünyasına dolaştırabilmektedir.
Yazımı onun “Gönül Irmağından” çağlayanlar gibi akıp geçen yıllara ait “Yıllar” şiiriyle bitiriyorum. “GÖNÜL IRMAĞINDAN” Kitabına bol ve kaliteli okuyucu, Ali Gözütok’a yeni şiirlerinde daha ileri merhaleler diliyorum.
YILLAR: Anamdan doğmadım ak saçla böyle,
Uzaktan uzağa bakmayın şöyle,
Yıllarca koşturup sevdamı öyle
Saçlarımı ağartan sizsiniz yıllar.
Nazmi Öner 02.03.2008 Antalya
Nazmi ÖnerKayıt Tarihi : 3.3.2008 10:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!