Ateşlerde devamlı yandım,yandım,yandım,
Pişmeyi öğrendim.
Piştim,toprağın kokusu sindi benliğime,
Bütün pişen gönüllerle birleştim.
Kah sevgi olduk aktık yüreklere,
Geçen zamana baktım yaşlı gözlerle,
Gerilmiş yaylardan çıkan ok gibi,
Birşeyler anlatıyor yaşlı çınarlar,
Bedenlerdeki alev artık yok gibi.
Bir yaşanan dünya var zevk-i sefa dünyası,
Cektim dünyayı kökünden
Kan damlıyor köklerinden
Kırmızıyamı boyanmış
Kan akıyor gözlerinden
Gözyaşları donuyormu
Donuyormu düşünceler
Ay yansıyor denizime,
Denizimde sandal,
Sandalımda mangal,
Mangal için
Balıklar,
Oltama takılacaklar,
Dünyanın kalbine girdim,
Sevgi diye atmıyordu.
Dünyanın kalbine girdim,
Sevgi diye çarpmıyordu.
Güneşin kalbine girdim,
Gözyaşımdaydı bir yıldız gibi kaydı,
Işık saçıyordu ya güneşti ya aydı.
Güllere benziyordu bin bir kokudaydı,
Emsalsiz çiçekler gibi binbir renkleri vardı.
Buluttan gelinliğiyle şimdi sonsuzlardaydı.....
Ölümün gölgesinde ışıkları yakmak,
Gelecekte yaşar gibi bu zamanda yaşamak.
Düşünüp ağlamak,düşünmeden ağlamak,
Kalabalıklar içinde yalnız kalmak.
Mezar taşlarından ismimizi çıkarmak,
Gözyaşımdaydı bir yıldız gibi kaydı,
Işık saçıyordu ya güneşti ya aydı.
Güllere benziyordu bin bir kokudaydı,
Buluttan gelinliğiyle şimdi sonsuzlardaydı.
Viran oldu yüreğim çiğneyip te geçtiler,
Yaşamlar bir düş kadar sahte,
Düşler bir umut kadar yakın,
Umutlar bir dünya kadar büyük,
Dünya ise durmuş dönmüyor artık.
Durup gökyüzünü izliyorum her gece,
Sensiz olduğum zaman güneş tutulur sanki,
O rengarenk çiçekler güzelliğini yitirir.
Dalgalarıyla köpüren masmavi denizlerin,
Hayaline dalıpta beni sana götürür.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!