Balya kazasının Akbaş köyünde dünyaya geldim
Ben Ali Çağlayan ailenin ilk erkek çocuğu idim
Atike'den olma babam Refik'di buna sevindim
Küçük yaşta ben müzik yapmayı ondan öğrendim
Evimizin arkasında tarla ve bahçemiz olurdu
Elimde mandolin bazende sazım bulunurdu
İlk hamlelerim babamla birlikte beynime doldu
Bu meslek bana doğuştan miras gibi kondu
Babam çok çalıştı okumam için çıktım gurbete
Her yerde gezerdim son anda yetişirdi bizlere
Dayağın biri bini alabildiğine hep olurdu üstümde
Sıkışınca çalışır mutlu ederdim pederi yerinde
Çok karne değiştirdim o an ki sıkıntılar için
Uzun sürmez di ki bu yaptığım sahte karnelerin
Foyası çıkınca alabildiğine dayak mı laf mı desin
Hepsini gördü bu garip vücut ve kulak neylesin
Lise bitince kazandım Ankara üniversitesi hukuk fakültesini
Para yoktu ki gidip okulda devam edip yapaydım tahsilimi
Balıkesir'de parkta geceleri çalıp söylüyen udi mesleğimi
Taşıdım Ankara'ya meşrutiyet'de bir barda tüm işlerimi
Kolay değil bir kız çıktı karşıma Seda beni nasıl oldu da elde etti
Bütün işler ani oldu beni kendine uygun görüp eş olarak seçti
Benim hayatım o günden sonra belli bir düzene ve ölçüye girdi
Zamanla onun gayreti benim dağınıklığımı toplayıp birleştirdi
Belli bir sıcak yuva bir de kız evladı hediye etti
Adını Melis koyduk öğretimine özen gösterildi
Gece Udi ve sanatcılık yaparken vücut iflas etti
Amaliyatla takviye damar eklenip devam edildi
Hayat herşey güzeldi eşim rahatsızlanınca çok üzüldüm
Yeni hayata başlamadan büyük bir darbe gibi hissettim
Neyseki oda amaliyat oldu çok şükür onu tekrar gördüm
Bundan sonra ne gelir ne gider zamana işleri devir ettim
24.04.2008
Bahattin Tonbul
Kayıt Tarihi : 23.4.2008 21:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gaynım Ali Çağlayanın kısa bir öyküsü teferruatları yok ileride belki

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!