yaşatırız kendimize
yaşanılası ne bulursak
yaşama dair
yaşadıkça unuturuz ezberini yaşamın
öğreniriz ne bulursak
gitmelisin dediğinde gidemediğim gibi
ellerinle sunduğun kıyametimmiş
fark edemedim
yüzümü bulduğum aralı kapıda yüzün asılı
ne açabildim
takma kafana
seninki ihanet değil
ne anılar pişman senden
ne de sabaha teslim ettiğimiz geceler
ben bile küskün değilim sana
sen masumsun
süt kesilirse çökelek
söz kesilirse şiir olur
adamın sözünü kesmeye gör
adam şair olur
sinemi dağlara açtım
dağların yeşiline saldım
çobanı yok köpeği de
isimsiz bir çiçek
bekler vuslatı isimsiz bir böcekte
sinem pare pare olsa da
bu şafak son değil
doğmaya devam edecek güneş
alıştığı gibi
şımaracak dudakların
ateş düşecek kalbine
koşacağız sahilde
başlayacağı yerde bitirdin her şeyi
bir adım bile atamadık seninle
güzel İzmir’in Kordon’unda
küçük mektuplarımı okuyamadın
şiirlerim saklı senin için hala
yaşlı ağaç kovuklarında
arının topladığı
bal değildir çiçekten
tükürür içine topladıklarının
saklar sırrını herkesten
işte saati geldi
şimdi kokoreç vakti
yanında birde turşu suyu
yemede yanında yat
ekmeğin içini aldırır gibi
merhaba desen bana
her zamanki sıcaklığınla
elimi sıksan
gözlerime bakıp
halimi sorsan
sağlıkta ve hastalıkta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!