ötele,ertele,hiç olmazsa biraz beklet
sırası mı şimdi ölümün?
dur,bir sabah daha burada uyan
sırası mı şimdi ölümün?
öteye at,yok say,yok et
söylesene
açık eder mi yağmurlar yalanlarımı
bulutlar gülümser mi yüzüne
zaman durur mu sen isteyince
sen gidince şarkılar söyler mi çocuk
ürkek ve kıpırtısız bir kadın
durup duruyor tüm zamanlara ve aşklara karşı
öylesine gerçek öylesine başka
gerçeği bile değiştiriyor varlığı
yalan o söyleyince doğru oluyor
kadın karası bu gördüğüm
dirsek dirsek,yumruk yumruk büyüyen bir garip savaş
kadın kalbi kıpırtısız
ölüm aynası bu baktığım
ayna kırıldı,büyü bozuldu
eskiden küçük çocukların elinde küçük çakıları yoktu
eskiden küçük çocukların elinde kalem vardı
eskiden çocuklar eskimezdi,şimdi eskir
eskiden çocuklar ölmezdi,şimdi ölür
şakaklarımda beyaz badanadan çocuklar yürür
boyuna yalnızlık kokardı elleri
ruhuyla gemiler yapardı
nefesiyle giderdi gemileri
sesiyle büyürdü aşk
kadın kırardı kalpleri umursamadan
batırırdı gözleriyle bütün gemileri
bir mendil sallanıyor yüzüme uzaktan
ya da yakın ben uzak sanıyorum
bu aralar uzakla yakını ayırt edemiyorum
pembe renkli ve işlemeli bir mendil bu
ayrıca uzun
şehirlerin üzerini kapatabilecek kadar uzun
sen bu gece yağmurdan bile fazlasın
yalnızlığımda koca bir halkasın
sen bana çok fazlasın çok
ben bu sabah yağmurla uyanacağım
bu yağmurun sonu sensin
Bu havaya aşık oluyorum ben
dağların arkasından ince bir kızıl sızıyor ilkin
mavi bir aydınlık var gökyüzünde
kuşlar karanlıktan kurtulmanın neşesiyle kendilerine yer arıyorlar
parmaklarım göğe dokunuyor hissediyorum
hissediyorum bir kuş gibi bir kızıl gibi
sabah bu kez soğuk güzelim
senden daha soğuk
sabah kuşlarla uyan
bu sabah bir kuş ol uç güzelim
kuşlar hiç üşümezler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!