Kayan yıldızların ardından
Dualar ederken
Kefenimin bir ucunu
Mezar taşlarına sardığım,
Ve gizlice
Utangaç şiirler yazdığım
şehirler özlerdim..
yeşili sevdaya çalan şehirler..
tabakaya yürek sarılıp içilen şehirler
hep o şehri özler, hep o gemiyi beklerdin
beklediğin gemiler gelmezdi, o şehrin limanlarına
sen gemi zannederdi, o vura vuar giderdi takasıyla
Sana pembeyle başlayan bir cümleyle seslenmek için yordum kendimi koç zamandır. Kaç zamandır,
yıkanmış yağmurlara vurdum adını yalan kahkahalarına küstü yüreğim Yakalanmış kuşların duygularıydı ellerin ellerimde bıçaklanmış kumruların sancısı anlarsın diye korktu yüreğim sonra anlarsın ve yanarsın diye... oysa acımasız alevlerin etrafında masum bir ateşböceği öyküsüydün
Bu kahpe şehir, bu sürgün şehir kırıyordu ellerini kendini arıyordun ve gülüyordun kan doluyordu gözlerin, öyle ulu sevdalarda anılmıştı ki adın Tanrı katında korktum...
Yağmurları da
alıp içine koydun, sonra taştın
aynalara koştun sonra korktun
Yaran derindi bilirim
Yolun uzaktı
Sussan camlar kırılırdı içinde
Susmasan yüreğin
Ya geç kalınmış saatlere kanardı yüreğin
Ya da yeni emekleyen çocuklar gibi koşmak isterdin
Gelirsen..
Ölümüne bir ilkbaharda gel,
Peşinde nisan yağmurları olsun.
Sna pembeyle başlayan bir cümleyle
Seslenmek niçin yordum kendimi kaç zamandır.
Kaç zamandır,
Yıkanmış yağmurlara vurdum adını
Yalan kahkahalarına küstü yüreğim
Yakalanmış kuşların duygularıydı ellerin
bir müzik çalar
bir sevda havası uzakta değil
karşı caddede harabede
elli adım ötede
ağır ağlamaklı bir kadın sesi
tam bu yanlız adama
Bilir misin?
bu yağmurlu geceleri yaşamak ne zordur
kıvrak tayların ritminde iner yağmur taneleri
sara nöbetleri tutar denizi
sonra kapkara bir hüzün dolar odama
yanhzlık boylu boyunca yatağıma uzanır
Kayan yıldızların ardından
Dualar ederken
Kefenimin bir ucunu
Mezar taşlarına sardığım,
Ve gizlice
Utangaç şiirler yazdığım
Selam atmaca görüsmek üzere mailini bekliyorum öpüldünüz.