Ali Ataş Şiirleri - Şair Ali Ataş


ŞAİR’İN KENDİ KALEMİNDEN:
Ey! Sevgili Halkım bana bu Âşıklık mahlasını sizler verdiniz. Âşık Ali olarak sizinle doğdum, sizinle yaşadım sizinle büyüdüm, sizinle uyudum sizinle uyandım, sizinle ağladım, sizinle güldüm, sizinle üzüldüm, sizinle neşelendim, sizinle çalıştım sizinle yoruldum. Sayenizde şair ve yazar oldum iyi ki varsınız.
----------------------------------
BEN AŞIK ALİ ATAŞ:
Rahmetli anamın dediklerine göre 11 Temmuz 1946 Tarihinde, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit köyünde ...

Ali Ataş


ŞAİR’İN KENDİ KALEMİNDEN:
Ey Sevgili Halkım bana bu Âşıklık mahlasını sizler verdiniz. Âşık Ali olarak sizinle doğdum, sizinle büyüdüm, sizinle uyudum sizinle uyandım, sizinle ağladım, sizinle güldüm, sizinle üzüldüm, sizinle neşelendim, sizinle çalıştım sizinle yoruldum. Sayenizde şair ve yazar oldum iyiki varsınız.
--------------------------------
BEN AŞIK ALİ ATAŞ
Rahmetli anamın dedikleri doğrudur 11 Temmuz 1946 Tarihinde, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit köyü anam değirmen gözündeki tarlamızda ekin biçerken beni dünyaya getirmiş. Her nedense nüfusa 08 Şubat 1948 doğumlu olarak kaydettirmişler. Adım Ali, soyadım Ataş. Âşık Mahlasımdır. Burcum (Aslan). Okuma yazması olmayan bir ailenin üçüncü evladıyım. Babam, Pazarcık’lı olduğunu Cerit’e sonradan geldiklerini söylerdi. Dedemin doğumu bilinmemekte, 01.07.1862 tarihinde vefat etmiştir. Babam Dabanlı aşiretinden Veli Ataş. Lakabına (Ateş) derlerdi. Anam Fatma. Kızıllı aşiretinden Kara Bekir’in torunudur. Lakabına (Gıro’nun) kızı derlerdi.

Devamını Oku
Ali Ataş


ÇAĞLAYANCERİT’Lİ ÂŞIK ALİ ATAŞ
Çağlayancerit’te Âşıklık Geleneği ve Temsilcileri Çağlayancerit’te Âşıklık Geleneği ve Temsilcileri Kahramanmaraş, gelenek, örf, adet, töre; Türk millî kültür ve folklor ürünleri bakımından çok güçlü ve zengin bir ildir. Kahramanmaraş, âşıklık geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Âşıklık geleneğiyle bağlantısı olsun veya olmasın Kahramanmaraş’a şairlik üst başlığından bakıldığı zaman tam bir şairler diyarı diyebiliriz. Bu topraklarda Türk edebiyatında çok önemli yerlere sahip Necip Fazıl, Erdem Beyazıt, Abdürrahim Karakoç gibi tanınmış şahsiyetlerin yanında kendini tanıtma fırsatı bulamayan birçok şair yaşamıştır, yaşamaktadır. Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinde şu anda Âşık Ali Ataş
Tanınan bir şairdir.
ÂŞIK ALİ ATAŞ
Ali Ataş, 11 Temmuz 1946 tarihinde Çağlayancerit köyünde annesi ekin biçerken dünyaya getirmiştir. Annesinin adı Fatma, babasının adı Veli’dir. Ailenin beşi erkek üçü kız olmak üzere sekiz çocuğu vardır. Ali Ataş bu geniş ailenin üçüncü çocuğudur. Annesi Ali Ataş’ın askere geç gitmesi için nüfustaki doğum tarihini 08 Şubat 1948 olarak yazdırmıştır.

Devamını Oku
Ali Ataş

ÂŞIK ALİ İÇİN YAZILAN ŞİİRLER
------------------------------------------------------------------------------
ABDULLAH ÇALIŞIR YAZDI:
Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinden Üstadım diye hitap ettiğim. Âşık Ali Ataş bu güne kadar yazdığı tüm şiir kitaplarından birer set şahsıma hediye ederek beni çok mutlu etmiştir. Bana şiir yazmayı öğreten, şairliği aşılayan, Kıymetli üstadım (Vasiyetname) isimli kitabının 22. Sayfasında şahsıma yazıp ve sürpriz ettiği şiirle de ayrıca mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Yazdığı övgü şiirine bir nazire yaparak cevap vermek istedim. Kendisi için aşağıda yazdığım şiir her ne kadar yetersiz olsa da cevapsız bırakmak olmazdı. Tekrar kendisine teşekkür ediyor, Rabbimden sağlık huzur ve hayırlı uzun ömürler niyaz ediyorum…
-------------------------------------------
GİTMEYİ BİLMEZ

Devamını Oku
Ali Ataş

ÂŞIK ALİ’NİN DİLİNDEN Ç.CERİT
Cerit… Oğuz’un cesur, kahraman ve yürekli evladı, Cesaretin ve yiğitliğin bir değer olduğu zamanların insanı… Politikanın, hilebazlığın, zulmün ve zalimliğin bir kenara savurup attığı ceddim, atam… Ve Cerit’in harman olduğu Çağlayancerit, baba yurdum… Ta Orta Asya’dan bu yana içinden ölümsüz ozanlar çıkartan Cerit’in son dönem ozanlarından Âşık Ali Ataş. O, sazı ve de sözü ile Cerit’in ve de Çağlayancerit’linin acılarını, dertlerini dile getirir hep
----------------------------------
“Sahipsiz kalmıştır kimsesi yoktur,
Kırıktır kanadı kolu Cerit’in.
Arazisi dağlık nüfusu çoktur,

Devamını Oku
Ali Ataş

BİR MEMLEKETİ SEVMEK /9

Yollardan, yolların ucunda yolcu karşılayan, uğurlayanlardan bahsetmiştik ve yazımızı da hem yurdumuzda hem de yurt dışında şiirleri ile türküleri ile tanınan Âşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım şiiri ile sonlandırmıştık. Âşık Veysel memleketinde çocukken geçirmiş olduğu hastalık ve kazalar neticesinde kaybettiği görme yetisi sonucunda eğitim alamamış ve babasının sayesinde saz çalmayı öğrenip günümüzde de hepimizin dilinde olan şiirlerini söylemiştir. Âşık Veysel’i Sivas Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer ile tanışması hayatının dönüm noktasına getirmiş ve ünlendirmiştir.
Kalem, girizgâhı yaptın kimden bahsedeceğinin ipucunu verdin getir bakalım bakalım sözü bu yazının güzel insanına dedi ve ekledi Âşık Veysel’in elinden tutulduğu gibi elinden tutulsa, değerinin bilinmesi için hayatımızdan gitmesi beklenmese dediğin ilçemizin yaşayan insan hazinesi sıfatını hak eden Âşık Ali Ataş’ı yazmaya başla diye. Çünkü memleketini sevmekle değil memleketinin Âşık’ı olmakla da hep gönlümüzde yeri olan ve olacak olan
bir isimdir Âşık Ali Ataş.
Yaşayan insan hazinesi diyorum çünkü gerek ilçemizin sözlü kültürünü gerek gelmiş, geçmiş ve geçecek olan insanlarının, ilçemizin en eski hallerinin fotoğraflarını da arşivleyerek kayıt altına alması ve gerekse şiirleri ile Çağlayancerit’e büyük katkıları olan değerli bir isim. Kimsenin aklına gelmezdi belki ama ilk onun aklına geldi ilçemizi tanıtan bir internet sitesi oluşturmak. Şiirleri, kitapları olmasaydı dahi sadece yapmış olduğu bu internet sitesi hizmeti ile de bir memleketi sevmek / bir memlekete âşık olmak konusu açıldığında ilk onun adını verebiliriz.

Devamını Oku
Ali Ataş

CERİT AĞZI BEDDUALAR
(A)
Adın batsın Adın Bata
Adın kara yerlerden gele
Allah seni perişan etsin
Allah gönendirmesin

Devamını Oku
Ali Ataş


Cerit Lehçeli Sözler
ÇAĞLAYANCERİT LEHÇELİ SÖZLER
SÖZCÜKLER VE ANLAMI
---------------------------------------------------
(A)

Devamını Oku
Ali Ataş

ŞAİRLERİN ATIŞMALARI
ÜSTADIM
Âşık Ali’nin Abdurrahim Karakoç’a yazdığı methiye
---------------------
P.T.T. getirmiş bir mektup aldım,
Seni bana met etmişler üstadım,

Devamını Oku
Ali Ataş

DEPREMDE YAŞADIKLARIM.
Deprem bilim adamlarının uyarılarına dayanarak Maraş depremini her an her dakika bekliyordum. Belki inanmazsınız ama dakikasını bilmiyordum ya gündüz ya gece dört ile beş arası olacağı içime doğmuştu. Bunu birçok arkadaşlarıma defalarca söylemişimdir. Depremden üç gün önceydi şöyle bir rüya gördüm. Bizim arılık muhiti eski halinde bağların arasında bir patika yolda yürüyormuşum yolun iki yakası yüksek yamaç bayır. Aşağı doğru yürümeye devam ediyordum bir anda iki yamaç bölüm, bölüm yarılmaya başladı üzerime doğru geliyordu. Allah’ım buda ney? Sen beni kurtar diye yalvarırken bir anda kendimi yolun sol yamacında yarılan yerlerin dışında buldum. Uyandım ki saat üç'ü on geçiyordu yarabbi sana şükürler olsun rüyaymış dedim. Yine depremden bir hafta önceydi ikinci rüyayı gördüm. Aksu mahallesinden sepetsiz bir motosiklete bindim Cerit'e geliyorum Mercen’e geldiğimde Mercen deresi geçilmez derecede dolu ve coşmuş ayna gibi bir su tabanı gözüküyor köprü yıkılmış motorumla suya daldım su motorla birlikte beni tamamen yuttu fakat boğulmadan ıslanmadan 2 dakikada karşıya geçip bir şey olmamış gibi yoluma devam ettim. Bu rüyaları depremden sağ kurtulduğumuza yorumladım. Her iki Rüyamıda hanıma anlattım sen ne biçim rüyalar görüyorsun dedi. Depremden 1 gün önceydi sabah namazı sonrası Gözlerim öyle bir seğrimeye başladı ki gözlerimi açamadım seğrime akşama kadar devam etti.
Yarabbi bunda da var bir hayır deyip başımıza gelecek mi var dedim. Bu bir nevi batıl inanç ama insanoğlu başına bir şeyler geleceğine inanıyor. Sabah namazı yakın 6 Şubat 2023 saat 4'ü On Yedi geçiyordu hanımla birlikte 7,7 şiddetinde depreme yakalandık aniden uykudan uyandık panikle hanım karyolanın sağ tarafına ben karyola ile dolabın arasına düştüm elektrikler gitti karanlıkta kaldık.
Yarım dakika çırpındım ayağa kalkamadım. Sanki yüksek bir dağda fırtınaya tutulmuşuz ne sağa ne sola dönebildik ne kalkıp adım atabildik. Dolabın çıkardığı o sesler bizi daha çok tedirgin etti. O ses hala kulaklarımızda çınlıyor tutunacak dal aradık. Rabbimize yalvarmaktan başka iman dilemekten başka çaremiz yoktu. Bir dakika sonra deprem yavaşladı o anda dolapla karyola arasından çıktım hala sallanma devam ediyordu. Ayak yalın geceliklerle dışarı çıktık ki ortalık karanlık toz duman kar yağıyor fırtına esiyordu. Üşüdük yerden hala sesler çıkıyor hafifte olsa sallanıyordu. 20'mi dakika sonra tekrar eve girdik elbiselerimizi alıp dışarıda giyinip evden ayrıldık. O gün tekrar öğle yemeği için çocuklarım ve torunlarımla birlikte eve geldik yemek hazırlandı sofra kuruldu çaylar bardaklara dolduruldu şekerleri atılmadan bir yudum bile almadan
Saat 13.24 idi 7,6 şiddetinde öyle bir sallandık ki sanki yere yattık tekrar doğrulduk sofra öyle kaldı kendimizi dışarıya zor attık. O gece damadın arabasında yattık. Artçılar durmadan devam ediyordu. Ve çok büyük 2 deprem yaşadık. Deprem esnasında biz duymadık depremden bir kaç dakika önce bazı vatandaşlar sanki Yüz binlerce insan bir araya gelmiş çığlıklar atıyormuşcasına sesler duymuşlar biz ise dolabın sesinden başka bir ses duymadık.
Bir gün arabada yattık ve bir komşunun evine gittik komşulardan da gelenler oldu 10 gün 28 kişi komşunun bir odasında kaldık. Evlere elektrik su ve doğalgaz verilince evimize geldik. Rabbimize şükürler olsun ilçede fazla zarar olmadı. Bir bayan bahçe evinde enkaz altında kalarak hayatını kaybetti birinci depremde hasar gören altı iş yeri olan 4 katlı apartman 2. Depremde yerle bir oldu.

Devamını Oku
Ali Ataş

DEPREM FIRSATÇILIĞI
"Kimine hay günü kimine vay günü" herkes bilir bu bir atasözüdür. Bu sözden yola çıkarak yazıyorum. 6 Şubat 2023 tarihinde sabah saat 04.17 de merkez üstü Pazarcık olarak 7,7 Merkez sütü Elbistan olarak milletçe büyük bir deprem yaşadık. Bu depremler ilçeleri ve köyleriyle birlikte 11 ilimizi yıktı. Son verilere göre 60 Bin'in üzerinde insanımızı kaybettik. Vatandaş binlerce iri ve küçükbaş hayvanlarını kaybettiler. Evlerini apartmanlarını kaybettiler. Bu felakette ölenlerin birçoğu ne olduğunu anlamadan uykuda gitti. Kimisi uyandı anam babam dedi kimisi oğlum kızım torunum gelinim dedi kimisi dedem nenem dedi gitti. Kimisi hiç bir şey diyemeden gitti. Ölenlere rahmet ailelerine sabır yaralılara acil şifalar diliyorum.
Çağlayancerit halkı olarak ilçemizde depremi hafif hasarlarla atlattık. Ama çok tedirgin olduk bahçe evinde enkaz altında kalan bir bayan öldü ilçe merkezinde iş yeri ile birlikte 4 katlı bir apartman yıkıldı. Bunun haricinde bazı beton binalarda çatlamalar taş duvarlı evlerde ufak tefek çatlaklar oldu bazıları da yıkıldı. Deprem günü Belediye personellerimiz, kaymakamımız, Askerlerimiz, Polislerimiz, muhtarlarımız seferber oldular zaman geçirmeden halkımızın yardımına koştular deprem sabahı kar ve yağmur yağıyordu kapanan yolları caddeleri sokakları açtılar çadırlar kurdular halka sıcak çorba dağıttılar bunlara minnettarız. Günlerce çadırlarda kalan insanlarımız oldu. Allah hiç kimseye bir daha böyle bir felaket yaşatmasın. Ancak bu depremlerde bazı konulara şahit oldum.
KONU 1: Ev kontrollerinde az hasarlı evlere çok hasarlı çok hasarlı evlere az hasarlı raporlar verildiğini öğrendim. Evi az hasar gören vatandaşa devletin 10 Bin TL. Ödediği ağır hasarlı evlerin sahiplerine 15 bin TL. Taşıma parası ödendiği ayrıca + 5.500 TL. Kira yardımı yapılacağını öğrendim. Bazılarının 50 yıllık evi sapasağlam ayakta yaklaşık 4-5 yıldır evde oturmadığı oğlunun kızının evinde oturduğu gibi evde taşınacak eşyasının olmadığı halde bu yardımlardan faydalandıklarına bizzat şahit oldum. Bu tür insanlara Allah vicdan merhamet versin. Kışın oturmadıkları halde bahçe evlerinin de durumu aynıdır.
KONU 2: ilçeye tırlar dolusu yiyecek giyecek battaniye çadır gibi yardımlar geldi ihtiyacı olanda olmayanda koştular. Birçok aileler acısı derdinde iken bazı açgözlüler gelen tırlardan bir şeyler kapmanın derdine düştüler. Ondan demişlerdir "kimine hay günü kimine vay günü" diye bir alan beş defa almış yazık değil mi? İhtiyacı olan alsın ihtiyacı olmayan niye alır.? Nedir bu açgözlülük?
Bu fırsatçılık değil de nedir? Hani meşhur bir atasözümüz vardır "Devletin malı deniz yemeyen Domuz" misali gibi bir şey.

Devamını Oku