Sıcak bir başkent yazı
Egzoz, korna, körüklü otobüs inlemesi
Ulusta bekleşen simitçiler
Ve yarı umutsuz kundura boyacıları...
Şehre güvercinler konmuyor artık
İki dirhem bir çekirdek
Çocukluğum ve sözsüz sünnet
Gecenin önü ve masal emzigi
İnce ince işlenir cepkenime
Dedemin hasır kilimleri
Önünde kerpiç odanın
Bir kışı dört nala geçen
Yılkı atı gibi şahlanmış
Gidiyor Mehmedim düşman üstüne
Vatan için, bayrak için ölüme
Kurşun yarası vız gelir fakat,
Bir suyun kenarında buldunuz beni
Öyle ki bir uzak yıldız oldum o suyla
Ne vicdanlarınıza
Ne de dünyanıza sığmadım ama
Şehir artığı kalpleriniz bunu bir an duysa...
Hayatla bu kadar barışık olmamalı şairler
Şiir dediğin uzak durmalı kolundan gerçeğin
O çekse de binbir nazla kendine
Hayır demeli kelimeler... İnatla!
Bir hülyanın mahsulü olmalı mısralar
En kuytu köşesinde bir mabedin,
Açarak ellerimi ilan etmekteyim acziyetimi.
Süzülüp duserken paslı gönlüme serin
Bir damladır ışte çözen yüreğimi.
Bu ulvi mekanin bütün kudsiyeti
Ve zamanın en mahrem dilimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!