Alevlerde Semaha Duranlar

Halil Yılmaz Hıtmiye
113

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Alevlerde Semaha Duranlar

Pusuya yatmış
Eşkıya kesilmiş korku ve dehşet
Soyunmuş tinler ak pak giyitlerini
Dehşet, cinayet ve orta çağ masallarıyla
Büyütülmüş katiller saf saf
Yürüdü, atıldı ileri içlerinden biri
Fesat ve nifak fısıldadı, kan kustu
Düştü önlerine kokuşmuş karanlıkların
Fetva verdi, şirk koştu
İnsanın kanını donduran vahşetin sesi
Allah Lillah aşkına
Yakın, yakın sesleri…
Karalar kuşanmış bir buluttu cehalet
Ürkütücü ve dehşet
Yükseldi alevler
Katmer katmer Madımaktan
Ejderha yalazı oldu
Umursamaz, zehir savurur rüzgâr
Sızdı, sindi kuytuluklara duman
Bedenlerin yanık et kokuları
Sardı genizleri, yaktı yanmış ciğerleri
Feryatlar, can çığlıkları kapladı
Sonsuz mavi boşluğu
Küstahça gülüşler
Sevinç çığlıklarıyla çınladı yer gök
Kuşlar ötmez oldu
Kanat çırptılar uzak diyarlara
Aratmadı cehennem fırınlarını
Sabun fabrikalarını, gaz odalarını
Dehşet! Gem almaz deli bir aygır
Dörtnala can pazarı Sivas
Bir toplumsal cinnet, cinayet öyküsü
Safran ve irin kustu, irkilmedi cehalet
Ne şafaklar söktü
Nice karanlıklar ağardı
Duman seline battı her şey
Buğu, buhar içinde
Yeni sevdalara, başka vahşetlere gebe
Doğan güneş, esen yel
Zaman, su ve ışık yarış içinde
Zifti gecelerde inadına, kastına
Acı giyindi, kan kuşandı tarih
Tanrılar dehşete düştü Maraş’ta
Dumura uğradı, utandı uygarlıklar
Göğüsleri ayva, limon bahçesi kızlar
Acıyarak baktılar, kan doğrandı içlerine
İğrenerek tükürdüler sevgilinin celladının yüzüne
Azrail'ne hoş geldin dedi Malatya
Yitirilmiş, kor kömür benlikler
Yazgıları, yalnızlıklarıyla sarmaş dolaş
Başka baharlara kaldı ölümcül özlemler
Engin deryalar, sıra dağlar gibi
Suçlu ve günahkar sayıldı
Karanlıkları aydınlatanlar Çorum’da
Yıldızlar gibi ışıya söne
Ölümün kollarına kayan
İbadet eder gibi türkü yakanlar
Pir Sultan’a, Şeyh Bedrettin'e
Sevda ve çekilen kahır üstüne
Büyüsü bozuldu toprağın ve suyun
Bereketi kaçtı buğdayın
Anlamını yitirdi baharların balsı kokusu
Kurudu insanlığın özsuyu
Apansız tükendi, sabır ve takatler
Kor cehennem, çözüldü buzul çağı
Doldu, taştı kan suyuyla yunmuş yürekler
Yalanmış, yalanmış uygarlıklar
Çıldırmış, acı çığlıklar kaldı geriye
Ve onlar, folklorik bir zenginlikle
Milyonlarca yürekte açan güller
Topraklar nadasa, üzüm şaraba
Nar çiçeğe durdu
Dillerden hiç düşmeyen
Şiirlerin, türkülerin, destanların
Anlamı ve adı oldular
Yüzlerine, gözlerine hüzün çökmesin diye
Ölüm sessizliğini bozdu
Duaya durdu kurtlar, kuşlar ve börtü böcekler
Karanlıkları yaladı serin sabah yelleri
Geceler kan kırmızı şafağa büründü
Ve onlar
Başkalarına bıraktılar bütün sevdaları

7 Ağustos 2007 // ANTAKYA


Halil Yılmaz Hıtmiye
Kayıt Tarihi : 7.8.2007 21:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Yılmaz Hıtmiye