Orta Asya'dan gelmiş Türkmenleriz
Kopuz ile söylenir nefesimiz
Ahmet Yesevi oğlu Hazretimiz
Yol gösterir lambanın aleviyiz.
Hacı Bektaşi Veli ocağımız
İnsan sevgisi dolu kucağımız
Muhabbete açılır dergahımız
Aşk ile yanan kalbin aleviyiz.
Kerbela'da kimse kalmasın susuz
Dinsin rüzgar, çalkalanmasın deniz
Haksızlığın karşısında hepimiz
Şerri yakan ateşin aleviyiz.
Kur'anı Kerim bizim kitabımız
Hulefayı Raşidin'e saygımız
Hazreti Peygamber nur kaynağımız
Ali aşkıyla yanan aleviyiz.
Kayıt Tarihi : 3.5.2007 14:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşağıdaki sözlerin muhatabı
Rumuz Aşktana
Sanat adınaşartların eşit olduğu her türlü eleştiriye açığım. Karşılıklı bir düello olacaksa amenna. Ancak Daltonların Avareli gibi karanlığın arkasına sığınıp kurşun sıkacaksanız buna hiç tahammülüm yok işte.
Aşktan rumuzu ile yorum yapan arkadaşı Antolojide aradım. Ancak bir tane bile şiirine rastlamadım. Yani arkadaşımız daha Antoloji meydanına bile inmeden kendisini yel değirmenlerine saldıran Donkişot ilan etmiş. Böyle bir kişiye denecek sözüm yoktur.
Ey Yunus'um, Mevlana'm söz sizde edep sizde
Nasıl irfan bulayım söz bilmez edepsizde.
Halk şiiri tarzında (koşma kalıplarıyla) yazıyorsunuz. Böyle de yazılmaz mı? Yazılır elbet. Ne var ki, şiirsel tarihimize yeni birşey getiremezsiniz, özgün bir değer katamazsınız. Bilineni yinelemekten öteye gidemezsiniz. Bir kısır döngüyü sürdürürsünüz olsa olsa. Nitekim öyle oluyor: Kolaycılığın, alışılmışın, sanki değiştirelemez bir kuralcılığın tutsağı olmuşsunuz. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp, aynı şeyleri sürüyorsunuz önümüze. 2 şiir kitabı yayımlamışsınız güya, 30 kitaplık da yayımlanmaya hazır şiiriniz varmış. Kusura bakmayın ama, şiir böyle yazılmıyor günümüzde. Besbelli, siz dünyanın ve ülkemizin şiir tarihini, şiirsel serüvenini hiç izlememişsiniz. İzleseydiniz, okuma-yazmayı yeni öğrenmiş bir çocuğun bile kolayca çiziktirebileceği bu manzume bile denemeyecek satırları (satır diyorum, çünkü hiçbiri dize değil) şiir diye yayımlamaya kalkışmazdınız.
Klasik (Divan) Edebiyatımızı, Tasavvuf Edebiyatını, 1940 Dönemi şiirimizi, İkinci Yeni'yi ve ondan sonra gelen şiirsel akım ve yönelimleri, Dünya Şiiri'ndeki atılımları bilmeden şiir yazmaya soyunmak, olsa olsa cahil cesaretidir.
Dost, acı söyler, ama, doğruyu söyler. Hiç unutmayın bunu.
Kırılmayacağınızı ummak isterim.
Esenlikler dilerim.
[email protected]
TÜM YORUMLAR (4)